7 | İlk Umut Kırıntıları

1.9K 316 508
                                    

🎶 Suga - Seesaw (Piano cover)

***

Güneş, ışıklarını yavaş yavaş yeryüzünden çekerken, Naya arkadaşı Soyoung ile konuşma yaptığı konferans binasının bahçesindeki bankta oturuyordu.

"İnsanlar hemen hemen aynı tepkiyi verdi." dedi Naya zemine diktiği baygın bakışlarla. "Çoktan ölmüştür, on yaşına kadar yaşadıysa ya da dinozorlar tarafından yenmediyse bile daha sonra hastalanmıştır, o şartlar altında bir insanın büyümesi imkansız, bla bla..."

Naya ellerini saçlarından geçirip bıkkın bir soluk verdi. "Riskleri anlıyorum. Ama neden kimse beni anlamak istemiyor? Aynısı onların sevdiklerinin başına gelse ne yaparlardı? Öylece unuturlar mıydı yani? O benim abim, abim! Hayatta olma ihtimali varken benden onu aramayı bırakmamı ve arkasından yas tutmamı istiyorlar!"

Soyoung üzgünce ona bakarken kızın sırtını sıvazladı. "Seni anlıyorum Naya. Benim de bir erkek kardeşim var ve her ne kadar birbirimizden çok farklı olsak ve sürekli didişsek de, söz konusu o olduğunda dünyayı bile karşıma alırım."

Naya ona baktı ve burukça gülümsedi. "Burada olduğun için teşekkürler, Soyie. Sen de olmasan ne yapardım bilmiyorum." ardından duruşunu dikleştirdi ve gökyüzüne baktı. "Ama Isla Nublar'a gitmekte kararlıyım. Bir ekiple ya da tek başıma. Ne olursa olsun gidip abimi bulacağım."

"Eh, o zaman yanında olmama daha çok alışsan iyi edersin." dedi Soyoung muzip bir gülümsemeyle. "Çünkü ben de seninle geliyorum."

Naya şaşkınlıkla irileşen gözlerini aniden ona çevirdi. "Derken?!"

"Ne dediysem o." dedi Soyoung sırıtırken omuz silkerek.

"Dur... Yani ciddi ciddi, benimle dinozorlarla dolu bir adaya geleceğini mi söylüyorsun?!"

"Aynen öyle. Hem hastanede fink atmaktan canım sıkıldı. Biraz da macera yaşayalım değil mi? En fazla tek lokmada yeniriz o kadar."

Naya hayret içinde güldü ve ona sıkıca sarıldı. "Sen bir tanesin!"

Soyoung da ona sarılırken kıkırdadı.

"Diyelim adaya gittin..."

Aniden yabancı bir ses duymalarıyla, iki kız şaşkınca birbirinden ayrılıp sağ tarafa baktılar. Gerçi Soyoung için yabancı değildi bu kişi, onu uzun zamandır tanıyordu. Sadece tanımakla da kalmıyordu, o kişi kalp ritmini alt üst eden ve heyecandan elinin ayağına dolanmasına sebep olan biriydi.

Min Yoongi, siyahlara bürünmüş bedeniyle ve kızıla çalan siyah saçlarıyla binanın duvarına yaslanmış, kısık gözlerle Naya'ya bakıyordu. "...Abinin hayatta ve iyi olduğunu öğrendin, o zaman ne yapacaksın?"

Naya bir an için ne diyeceğini bilemedi, ardından boğazını temizldedi. "A...e... Şey- aslında bir planım var..."

Yoongi parmaklarını şıklattı ve işaret parmağını ona doğrulttu. "İşte duymak istediğim sözler. Planından bahset." deyip duvardan ayrıldı ve ellerini arkasında birkeştirerek onlara doğru yürümeye başladı.

Naya hafiften kaşlarını çatarak Soyoung'a doğru fısıldadı. "Yoksa bu adam..."

"O adam dünyadaki üç paleoveterinerden biri." dedi Soyoung hızlıca.

[Paleoveteriner: Dinozor gibi tarih öncesinde yaşamış ama günümüzde yeniden canlandırılmış hayvanların veteriner hekimi] 

"Pa-paleoveteriner mi dedin?!"

• JURASSIC LOVE Π Kim Taehyung •Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ