41 | Operasyon [2]

1.4K 231 179
                                    

🎶 Double Cross to Bear

***

Taehyung, bilgisayar ekranına yaklaşarak gördüğü beyaz katmana merak ve hayranlıkla baktı.

"Bu...?"

"Ah, Tete hyung daha önce hiç kar görmedin değil mi? Kosta Rika bölgesine hiç kar yağmıyor olması üzücü... Ama bir yandan da iyi! Küçükken aşırı soğuğa dayanamayıp ölebilirdin."

Taehyung merakla belgeseldeki bembeyaz bölgelere baktı. Böyle yerler gerçekten var mıydı? Sanki bütün bulutlar aşağıya inmiş gibi görünüyordu!

"Hoşuna gitti mi? Eğer bizimle ana karaya gelirsen, seni karlı bölgelerde gezdireceğim." dedi Jungkook kıkırdayarak.

Taehyung parmağını ekrana götürerek beyazlığa dokunmaya çalıştı. Acaba o beyaz şeye dokunmak nasıl hissettiriyordu?

"Ah! Doğru ya! Sana dondurma da yedirmeliyiz! Dünyadaki en muhteşem şeylerden biri dondurmadır! Bayılacağına eminim." dedi Jungkook.

Melo odanın etrafını turlayıp gördüğü şeyleri koklarken, Taehyung merakla ekrana bakmaya devam ediyordu. Görüntü her değiştiğinde daha önce hiç görmediği canlılar ve yerler görüyor, içindeki merak katlanarak artıyordu. Yaşadığı yerin dışındaki dünyada kim bilir başka neler vardı!

🦖🦖🦖

Askerler, Jurrasic Park ana binasının etrafını sararken, diğerleri de sessizce ana kapıdan içeriye girdiler.

Hoseok önden ilerleyerek etrafı kolaçan etti, yıllanmış ve kırılmış lobi masasının arkasına geçti ve diğerlerine de onu takip etmeleri için işaret etti.

Diğerleri de onun ardından gelip yere çömeldiler.

"Pekâlâ Naseul." dedi Naya ona dönerek. "Göster kendini."

Naseul derin bir nefes alıp verdi ve cesaretini toplamaya çalışarak kalkıp yürümeye başladı. Büyük giriş salonunun içerisindeki kapılardan birine doğru yürüdü ve etrafına bakıp seslendi. "Kimse var mı?"

Ayak sesleri yaklaşırken diğerleri dikkatlice eski lobi masasının arkasına saklandılar. Naseul hemen nefes nefese buraya koşarak varmış givi davranarak ellerini dizlerine koydu.

Kapı açıldığında siyah takım elbiseli, orta yaşlı ve uzun boylu bir adam kaşlarını çatmış vaziyette Naseul'e baktı.

"Naseul? Gittiğini sanıyordum."

"Gitmiştim," dedi Naseul nefes nefese, ellerini dizlerinden çekip doğrularak. "Ama ifşa olmuş olduğumuzu öğrenince geri döndüm! Bizi bulmuşlar ve buraya geliyorlar!"

Adamın gözleri şokla irileşti. "Ne dedin?!"

"Zamanımız yok! Hemen Dinozor DNA'ları hala burada mı?"

"Elbette öyleler! Fırsatını bulup başka DNA'lar getirirsin diye umuyorduk!"

"Hemen onları alıp götürmemiz lazım yoksa çok geç olacak!" dedi Naseul telaşlıymış gibi.

Adam, lanet okuyarak yumruğunu kapının pervazına vurdu. "Adamlara hazırlıkları yapmalarını söyleyeceğim. Sen git eski arkadaşlarını oyala."

"DNA'ları nereye sakladınız? Güvenli bir yerdeler, değil mi?"

Adam şüpheyle kaşlarını çatarak ona baktı. "Niye soruyorsun?"

"Çünkü hemen şimdi cevap vermezsen," dedi aniden duvarın ardından çıkan Jario, tüfeğini adamın alnına dayayarak. "beynine mermiyi yersin."

Adam donuk gözlerle kaskatı kesildi. "Siz ne yaptığınızı-"

• JURASSIC LOVE Π Kim Taehyung •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin