• JURASSIC LOVE Π Kim Taehyung •

51 | Şifa

🎶 Imagine - Enfield Jarp Crew

***

"Merhabaaa!"

Naya aniden kamp binasına daldı ama etrafta kimselerin olmadığını görünce şaşkınlıkla gözleri büyüdü. Birkaç saniye boyunca sessizliğin içinde afallamış bir hâlde kaldı.

Sürpriz yapmak istediği için geleceğini haber vermemişti fakat beklediği karşılama kesinlikle bu değildi. Herkes neredeydi?

Naya binanın içini dolaştı ama kimseyi bulamayınca paniklemeye başladı. Kaşlarını çatarak hızlı adımlarla odasına yöneldi ve telsizsini buldu.

"Hey! Millet, neredesiniz? Neden kamp alanında kimse yok?"

Cevap yoktu. Naya farklı kanalları denedi ama değişen bir şey olmamıştı.

"Tanrı aşkına! Hepiniz birden nereye kayboldunuz?!"

Naya kamp binasından çıktı ve dışarıya baktı. Orman her zamanki hâlindeydi. Kuşlar cıvıldıyor, uzaklardan birtakım dinozorların homurtuları duyuluyordu.

Naya kaşlarını çatarak gözlerini kapattı ve derin bir soluk alıp verdi. Sakin ol, paniğe kapılma, belki hep birlikte bir yere gitmişlerdir be geri döneceklerdir.

Fakat içini büyük bir korku kaplamıştı ve kamptakilerin başına ne gelmiş olabileceğine dair düşünceler aklında dört dönüyordu. Kamp etrafında herhangi bir düzensizlik, savaş izi yoktu. Fakat herkes neredeydi? Sanki toz olup uçmuşlardı.

Derken, karşıdaki ağaçların arasından gelen kalabalığı görmesiyle Naya'nın gözleri kocaman oldu.

Taehyung yara bere içindeydi, çıplak gövdesinde ve yüzünde kan izleri vardı. Ella ve Chris onun kollarını omzlarına almış, yürümesine destek olmaya çalışıyorlardı. Diğerleri de oldukça bitkin görünüyordu. Bazıları yaralıydı. Jungkook kucağında bilinçsiz duran Naseul'ü taşıyordu. Soyoung da kolundan yaralı olan Yoongi'nin yürümesine yardım ediyordu. Askerlerden biri, baygın gibi görünen Hoseok'u sırtında taşıyordu.

Naya şok içinde onlara bakarken resmen kanı donmuştu.

"N... Neler oldu burada?!" dedi sesi titreyerek.

"Naya?! Demek geldin..." dedi Soyoung ona yaklaştıklarında.

"Tanrı aşkına! N'oldu size böyle?! Neye bulaştınız?!" dedi Naya hâlâ inanamaz gözlerle onlara bakarken.

"Kötü karşılama için kusura bakma." dedi Yoongi bitkin bir sesle. "Ne sen sor, ne biz söyleyelim."

Naya telaşla Taehyung'a doğru koşturup kanlı yüzünü elleri arasına aldı. "Abi?! N'oldu sana?!"

Taehyung'un gözleri yarı açıktı ama aklı yerinde değil gibiydi. Başı öyle dönüyordu ki etrafta ne olup bittiği halkında hiçbir fikri yoktu.

"Naya... Acilen tedaviye ihtiyacımız var. Her şeyi sonra anlatırız." dedi Ella da yorgunca.

Naya telaş ve korkuyla diğerlerine baktı. Naseul, Hoseok, bazı askerler... Hepsi kötü durumda görünüyordu.

"Hemen medikal odaya geçin, hepiniz!"

Naya Hoseok'u taşıyan askere yardımcı olurken diğerleri de binaya girip medikal odaya yöneldiler. Ağır yaralılar sedyelere yerleştirilirken diğerleri de salondaki koltuklara gömüldü.

Soyoung hızlıca Yoongi'nin koluna pansuman yaptıktan sonra Taehyung'un yaralarına bakmaya başladı. Naya, asker Jaeran'ın yardımıyla Hoseok'u sedyeye yüzüstü şekilde yatırırken, genç adamın sırtındaki derin pençe izlerini görmesiyle şok içinde nefesi kesilerek elini ağzına kapattı.