45 | Aile [2]

1.4K 228 187
                                    

🎶 Finding Bliss - Soshana Michel

***

Kamp binasına geri döndüklerinde ailesi Taehyung ve Naya ile doya doya hasret giderirken, Jungkook bir süre gülümseyerek onları seyrettikten sonra bahçeye çıktı.

Etrafı saran dev elektrikli güvenlik alanının arasındaki demir kapının önünde durdu ve kollarını göğsünde birleştirerek ormana doğru baktı. Melo bir süre önce ailesinin yanına dönmüştü. Tekrar gelip gelmeyeceğini merak ediyordu.

"Benden daha ne kadar kaçacaksın?"

Arkasından gelen Naseul'ün sesini duyunca Jungkook derin bir soluk verdi ve ayağının altındaki bir taşı iteledi.

"Olanları kabullenmeye çalışmak benim için zor. Bunun sen de farkındasın."

"Benden nefret etmene dayanamıyorum Jungkook," dedi Naseul üşümüş gibi kollarını kendine sararak. Yüzünde hüzünlü bir ifade vardı.

Jungkook kaşlarını çatarak hafifçe ona doğru döndü ve bir bakış attı. "Senden nefret etmiyorum. Sadece... Sana olan kızgınlığım 'hadi geç' dediğimde geçecek cinsten değil."

Naseul derin bir nefes vererek başını salladı. "Sanırım bunu anlayabilirim. Senden tek istediğim, beni de anlaman. Yaptığımın doğru olmadığını biliyorum. Sadece ne kadar korktuğumu ve çaresiz hissettiğimi, bu yüzden yaptığımı anlamanı isterdim. Artık kimseyle göz göze gelemiyorum. Hoseok'un yüzüne bile bakamıyorum. Asker arkadaşlarım benimle eskisi gibi konuşmuyor. O gün... O gün sen beni bulup gerçekleri öğrenmeseydin bile ben gelip size gerçekleri anlatacaktım. Yani, bunu yapabilmek için kendimi cesaretlendirmeye çalışıyordum. Kafam karışıktı ve korkuyordum. O yüzden iyi ki gelmişsin. Her ne kadar eskisi gibi aranızdan biri olamasam da, büyük bir yanlıştan dönmeyi başarabildim.
Sadece... Keşke zamanı geri alabilseydim."

"O DNA hırsızlarını yakalatmakla iyi iş başardın." dedi Jungkook tekrar önüne dönerek. "En azından sözünü tuttun. Zamanla... Her şey eski haline dönebilir."

"Her şey değil." dedi Naseul üzgünce ona bakarak. "Senin ve diğerlerinin bana olan güvenini tamamen sarstım."

"Sonsuza kadar sana kızgın kalacak değilim. Yani umarım." dedi Jungkook somurtarak. Naseul kaşlarını kaldırarak ona baktı.

"Senin kötü kalpli biri olmadığını ve aileni ön planda tuttuğunu biliyorum." dedi Jungkook uzaklardan geçen Brachiosaurus sürüsüne bakarak. "Ama bir risk alırken her şeyi göze almak zorundasın. Yaptığın tüm seçimler için..."

"HEEY! Jk! Tete seni annem ve babamla tanıştırmak istiyor, buraya gel!" diye seslendi Naya, binanın kapısından.

Jungkook dönüp Naseul'a üzgün bir bakış attıktan sonra yanından geçip gitti.


🦕🦕🦕


"Her şey bir yana..." dedi Bay Kim merakla çenesini kaşıyarak, bir parmağı ile Taehyung'un kaslı koluna dokundu. "Bu çocuk nasıl olup da fitness hocası gibi gözüküyor? Onun zayıf olacağını sanıyordum."

Naya ve diğerleri kıkır kıkır güldüler.

"Doğal yaşamda kendi fitness tarzını bulmuş ve vücudunu geliştirebilmiş." dedi Naya sırıtarak.

"Biscolata erkeği olmuş yani," dedi Bayan Kim gülerek. Naya da gülerek başını salladı.

Soyoung sırıtarak Yoongi'in kulağına eğildi. "Ben de Naya kime çekti diyordum."

Yoongi kıkırdadı.

Bay ve Bayan Kim'in Taehyung'un saçlarını okşayıp ondan özlemle ve övgüyle bahsetmelerinin ardından, Naya ayağa kalktı. "Sizi arkadaşlarımla tanıştırayım. Namjoon, Jimin, Jin ve Soyoung'u zaten biliyorsunuz."

• JURASSIC LOVE Π Kim Taehyung •Where stories live. Discover now