• JURASSIC LOVE Π Kim Taehyung •

9 | Güzel Haberler

🎶 A Million Dreams - Jacop Koller

****

"Sence gerçekten onu çağırmalı mıyız? Kendisi biraz... Hatta çok gevezedir. Ve de aşırı meraklı. Ona katlanabileceğinden emin misin?" dedi Soyoung tereddütlü bakışlarla.

Amerika'ya geri dönmüşlerdi. Ekip toplantısı yapmak için bir yer ararlarken, Yoongi onları kendi ofisinde ağırlamayı teklif etmişti. Elbette Naya bu nazik teklifi kabul etmişti, zaten pek bir seçeneği de yoktu.

"Sorun değil! Önemli olan aklındaki bilgileri bize seri ulaştırması." dedi Naya uzun koridorda hızlıca yürürken. "Yalnız, annenler buna müsaade edecek mi?"

"Bu konuyu onlara henüz açmadım ama karşı çıkmaları çok olası." dedi Soyoung onun adımlarına yetişmeye çalışarak. "Bırak Jungkook'u, benim bile o adaya gitmemi istemeyeceklerdir. Ama seni tanıyor ve seviyorlar, belki anlayış gösterirler. Hem onlar izin vermeseler bile Jungkook ne yapar eder evden kaçmanın bir yolunu bulur. Manyak o."

Naya güldü. "Kardeşini şimdiden sevdim."

"Heh, bakalım tanışınca da öyle düşünecek misin..." dedi Soyoung bayık bir gülümsemeyle.

Yoongi'nin ofisinin önüne vardıklarında Naya derin bir nefes alıp verdi ve Soyoung'a baktı. Soyoung üstünü başını düzeltirken Naya alaycı bir ifadeyle gülümsedi.

Soyoung'un yumuşak sarı tonundaki düz saçları omuzlarına kadar geliyordu, üzerinde kiraz çiçeği desenleri olan pudra rengi şirin bir elbise vardı.

Naya ise siyah dar pantolon üzerine beyaz bir büstiyer giymiş, üzerine de yine siyah bir kot ceket geçirmişti. Dalgalı saçları koyu kahveden karamel rengine doğru açılıyordu.

"Ne var?!" dedi Soyoung kendisine gülen Naya'nın koluna vurarak.

Naya gülerek başını sağa sola salladı. "Bekle, Onbaşıcığım da içeride değil mi? Güzel görünüyor muyum?" dedi Naya da kendi saçlarını düzelterek.

Bu kez alayla gülen Soyoung idi. "Gayet güzelsiniz Naehyun-shi."

"Teşekkürler Soyoung-shi. Siz de bir o kadar zarifsiniz."

Naehyun ona sırıttıktan sonra kapıyı üç kez tıklattı.

"Girin lütfen."

Yoongi'nin kibar sesi duyulduğunda kızlar içeriye girip başlarıyla selam verdiler. Naya herkesin gerçekten oraya toplanmış olduğunu görünce şaşırmış ve heyecanlanmıştı.

Jario Raquel, Chris Kratt, Onbaşı Jung ve askerler, bir de uzun boylu, kumral saçlı, takım elbiseli ve karizmatik görünümlü bir adam.

"Tanıştırayım, arkadaşım Kim Namjoon. Kendisi pilot ve teknoloji uzmanıdır." diyerek kahverengi saçlı adamı takdim etti Yoongi. Bu sırada Soyoung onun İngilizce aksanının ne kadar tatlı olduğunu düşünüyordu.

"Tanıştığıma çok memnun oldum. Burada olduğunuz için teşekkür ederim." dedi Naya, Namjoon'un elini sıkarak.

"Ben de çok memnun oldum. Yardımcı olabileceksem ne mutlu bana." dedi Namjoon kocaman gamzeleriyle gülümseyerek.

Soyoung da onun elini sıkarken, Naya diğerlerini de selamladı ve ellerini sıktı. Gözleri Onbaşı Jung ile birleştiğinde, kalbi bir tık daha hızlı atmaya başlamıştı. Bugün asker üniformasıyla değil de sivil olarak gelmişlerdi. Onbaşının üzerinde beyaz gömlek, siyah pantolon ve deri ceket vardı. Naya aynı renklerde giyinmiş olmalarına şaşırmıştı. Bu bir tesadüf olamaz, diye düşünürken hafiten bir iç geçirdi.