16.

161 14 6
                                    

Merhaba.
Nasılsınız?
Bir süredir bölümle uğraşıyorum. Kendime biraz daha zaman verip bölümü daha uzun tutmayı düşündüm ama sizi bekletmek istemedim.

Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar 🌙

Beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.

🗡️

Bayan Lawrence gölge ortadan kaybolana kadar yerinden kımıldamadı. Kapının eşiğinde durup eve girmesini bekledim. Yavaş adımlarla gerisin geri yanıma ulaştığında yüzü her zamankinden farksızdı. Ardından içeri girdiğimde Kira düştüğü yerde bağdaş kurmuş, donuk bakışları kapıdaydı. Ben kapıyı kapatana kadar hiçbir şey demedi.

"O da neydi öyle?" dedi fısıltıyla karışık. Anın şokunu atlatamadığı belliydi.

Elimi ona uzatıp yerden kalkmasına yardım ettim. Anlattıklarımı sindiremeden bunu yaşamış olması iyi olmamıştı. Dinlemek ve yaşamak aynı şey değildi. Empati kurduğumuz olayları hafızamız kısa bir süre sonra olağan bir hale getiriyordu. Ancak yaşadıklarımız, anımsadığı her an aynı duygu bütün bedenini ele geçiriyordu insanın. "Daniel'i yaralayan da bunlardan biri miydi?"

"Evet." Diyebildim yalnızca, kısa bir süre bakışları gözlerime döndü. Göz pınarlarının yaşla dolduğunu gördüm ancak yanağına damlasına müsaade etmeden kazağının kollarıyla yaşları sildi. Kira beni kapı eğişinde bırakıp Bayan Lawrence'ın peşinden mutfağa gitti. Çok beklemeden ardından mutfağa geçtim bende. Aynı evin içinde de olsak yalnız kalmak şu an için doğru bir karar değildi.

Kira sandalyelerden birine oturmuş masanın ortasına yerleştirilmiş sümbüllerle uğraşıyordu. Yuvarlak masanın etrafında boşta kalan sandalyelerden birini çekip bende yanına oturdum. Eski sandalyenin gıcırtısı mutfakta yankılandı. Kira bana bakacak gibi oldu ama son anda vazgeçip arkasına yaslandı. Bayan Lawrence bize arkası dönük tezgâhta bir şeylerle uğraşıyordu. Dolaptan üç tabak çıkarıp ocağın üzerinde henüz fark ettiğim tencereden soslu makarnayı bölüştürdü ve tabakları önümüze yerleştirdi. Biraz önce yaşadıklarımız hiç olmamış gibi davranıyordu.

"Sara, çekmeceden bize çatal getirir misin lütfen?" kesinlikle hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Ocağın yanındaki çekmeceden üç tane çatal alıp masaya yerleştirdim.

Masanın etrafında oturduğumuz o süre boyunca Kira tabağına hiç dokunmadı. Yalnızca masayı izledi. Arada dudaklarını aralayıp bir şey söyleyecek olduysa da vazgeçti. Bayan Lawrence ise onun aksine makarnasını afiyetle yiyip bitirdi. Garipti. Sümbülleri gölgeye karşı kullanmasına hala anlam veremiyordum.

"Ben... bu akşam burada kalabilir miyim? Eve gidebileceğimi sanmıyorum." Titreyen sesiyle mutfaktaki sessizliği bozan Kira olmuştu. Bayan Lawrence ona yorgun yüzünde bir tebessüm bahşedip, "Elbette kalabilirsin. Sana kanepeyi hazırlarım." Dedi.

"İstersen benimle Henry'nin odasında kalabilirsin." Lafın arasına dalışım, Bayan Lawrence'ı fazladan bir uğraştan kurtarmış olacaktı ki hiç sesini çıkarmadı. "Yatak ikimize yetecek kadar geniş." Dedim sonunda kendimi açıklama gereği hissederek. Henry'nin odasına onu Bayan Lawrence'ın iznini almadan davet etmiş olmamın etik bir hareket olup olmaması o an için düşünmediğim bir detaydı. Bayan Lawrence'ın tavrına bakılacak olunursa onun da umurunda değildi. Fakat Henry'nin odasına gittiğimizde yaptığım hatanın verdiği rahatsızlık uykumun kaçması için yeterli olmuştu.

*

Kira bütün gece uyuyamamış, yaşanılanlar zihnini meşgul etmişti. Okula geldiğinde kendini bitkin hissediyordu öyle ki dolabını açtığı esnada ellerinin titrediğinin farkına bile varmamıştı. Çantasını dolabına bırakıp, karton bardağın dibinde kalan kahvesinden son yudumunu aldı ve sınıfına yöneldi. Daniel'in yanında olmaması fikrine halen alışamamıştı. Her an yan yana olmak değildi aslında derdi, Daniel ve Henry'nin okulda olduğunu bilmek ona yetiyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 18, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ölümün ElçisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin