11.

673 50 7
                                    


Selam güzel haberlerle geldim. Watty2018 uyumsuz kategorisindeyiz!! Ne yalan söyliyeyim kısa listeye girmiş olmama bile şaşırırken kazanmak... Gerçekten mutluluğumu nasıl ifade edebileceğimi bilmiyorum. Kendimi denemek için yazdığım bir kitapta bu benim için büyük bir başarı. Kitabımı buna layık gören herkese teşekkür ederim buradan da🌸

Gel gelelim bölümlere. Biliyorum bölümlerin arası çok açık ancak bu sene ki durumumdan dolayı okuyan ve okumayı düşünen herkesten anlayış bekliyorum. Yks'ye hazırlanıyorum ve aynı zamanda da okulumu bitirmem gerekiyor. İnanın bütün gün ders çalışıyorum ve bölüm yazmaya pek fırsatım olmuyor.  Bu bölümü bile biraz fedakarlık edip yazdım ki normalde bölüm bu kadar olmayacaktı ama mecbur böyle bitti. Devamı artık bir daha ki bölüme. Umarım beğenirsiniz. 

Yorumlarınız ve beğenilerinizi bekliyorum. Bölümde yazım yanlışları vs. varsa şimdiden affola. Kenarına köşesine o kısımları belirtirseniz ben uygun bir zamanda hepsini düzeltirim. O zaman en yakın zamanda görüşmek üzere iyi okumalar❤

Olduğum yerde sürünerek uzaklaşmaya çalıştım ancak iki santim arkamda kalan evin duvarı buna engel olmuştu. Su birikintileri üzerimde ki pijamaları ıslatırken bunu umursamadan olduğum yerde beklemeyi sürdürdüm. Keskin bakışlar odağını kaybetmezken yavaşlayan kanat çırpışlarıyla ayakları yere bastı.

Kanatlarını kapatmasıyla çevremizi saran ay ışığı eski berrak haline dönmüştü, bu bana onu daha iyi inceleme fırsatını tanıdı. Bir baykuştu. Sadece normal bir baykuşa göre biraz daha büyüktü. Üzerinde gezinen bakışlarım tekrar gözlerine kaydı. Nefesim hala eski düzenine dönmemişken kafasını her iki tarafına da çevirip etrafı kontrol etti.

Kafasını tekrar bana döndüğünde etrafında oluşmaya başlayan ışık huzmesi yavaşça yere uzanıp binlerce parçaya bölündü. Ayaklarımı kendime çekip ellerimi ıslak zemine daha da bastırdım, kalbim kulağımda atmaya başladı. Işıldayan küçük parçalar büyük bir ateşböceği topluluğunu andırıyordu. Birbirleri etrafında dönerek belli noktalarda durdular. Kısa bir süre sonra her bir parça ışığını birleştirmişçesine büyüdü. Baykuşun boyundan daha büyük bir boyut alırken neler olacağını hayretle izliyordum. Çevremde gizlice dolaşan bir baykuş karşımda parçalara bölünüp sonra bir yıldız misali parlıyordu. Daha neler göreceğim ben böyle!

Işık gittikçe parlaklığını yitirince karşımda duranın bir insandan farkı yoktu. Uzun elbisesinin yer yer küçük altın rengi detayları tüylerini andırıyordu. Ne tepki vereceğini düşünmeden onu arsızca süzen gözlerim yavaşça yukarı tırmandı ve onun yeşille sarı arasında kalan, belirgin, parlak gözlerine bakakaldım. Karşısına çıkan her şeyi parçalayabilecek keskinlikte ki bakışlarında değişiklik yoktu. Hâlâ aynı kararlılıkla bana bakıyordu. Az önce ayın ışığını büyük kanatlarıyla kapatan o kuşun gözlerini görmemiş olsaydım onun gerçek bir insan olduğuna yemin edebilirdim. Ama bu o'ydu.

Titreyen sesimle aklımda ki soruyu sordum.

"S... Sende nesin böyle?"

"Senin Dünya'ya dönüş sebebinim Sara." İnce sesinin adımı telaffuz edişi beni şaşırtmıştı. Beni tanıyor.

"Ezra."

"Hayır." Elini uzatıp göğsümü işaret etti. "O senin ölüm sebebin. Biz seni onun elinden kurtardık."

Yere bastırdığım ellerimden destek alıp ayaklandım. "Henry senin yüzünden öldü. Ben yaşamasaydım o ölmezdi."

"Senin canın herkesinkinden önemli,"

Ölümün ElçisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin