İP_53 | YAĞMURA GÖMÜLEN DÜŞ

97.1K 3.2K 1.8K
                                    


Selam kar teneleri, bölümü oylayıp yorumlamayı unutmayın.

spoi yorumlar yapmayın.

Bölüm İçin Buraya Bir Kar Tanesi Bırakın ❄

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm İçin Buraya Bir Kar Tanesi Bırakın ❄

53. BÖLÜM  | YAĞMURA GÖMÜLEN DÜŞ

Neden her aşk...
Bir kadının cenazesini kaldırır mutlaka?

Doyumsuzluğu ve bencilliği emen bir kadınla, kadınları aşağılayan ve onların kanını akıtan bir babanın zehirli kan pıhtısından doğdum ben.

Buraya akıp geldiğim zamanın nehir yatağı, acılı, sancılı ve alacakaranlıktı.

Deniz rengi gözlerim, salonun duvar saatine kaydı, geçen ölümcül dakikalar görünmez bir elle yüzüme düşüncelerimin garip çizgilerini ustaca çekiyor, bozuyor, sonra tekrar başka ifadelerin çizgilerini çiziyordu.

Edim, ondan beklediğim gibi hemen arkamdan gelmemişti, bir saat olmasına rağmen hâlâ çetin kışla sarmalanan dışarının içinde kalmayı tercih etmişti. Bense aynı saat boyunca salonun koltuğunda kıpırdamadan ve gözlerimi boşluğa dikerek oturuyordum, tek başıma değil; bir yanımda öfke, diğer yanımda gururum duruyordu ve intikam isteyen karanlık bir ruhun teninin rengine boyanmışlardı, ikisi de. Salonun bahçeye açılan kapısı açıktı, bu yüzden ortamı dışarıyı aratmayan buz gibi soğuk esinti dolduruyor, beraberinde beyaz karları da içeriye taşıyordu, kapının önünde kardan beyaz bir tabaka oluşmuştu. Soğuk duyularıma sızıp bedenimi üşüttü, yine de aldırmadım. Montum hâlâ üzerimdeydi, bacaklarımı kendime çekip montuma sıkıca sarıldım.

Edim, sonunda içeri adımladığında ona bakmasam da zihnimin her şeyi tıpkı zaman gibi kapladığını hissettiğimde onu görüyor gibiydim; kapının önünde duraksamış bana bakıyordu. İçeri adım attı, kar tabakasına izini bırakarak bahçeye açılan kapıyı sertçe kapatıp soğuğun nefesini dışarda bıraktı. Sert adımları yerini ezbere bildiğim dolaba gitti, açılan dolap kapağı, çıkarılan içki şişesi ve bardağı, sertçe kapanan kapak, koltuğa yaklaşan adımlar...

Yavaşça sol yanımdaki koltuğa oturduğunda, hareketleri artık yan taraftan görüş açımdaydı.

Sessizliği o dağıtarak, "Şu an her iki tarafı hınçla bilenmiş bir hançer gibi duruyorsun," dediğinde, buz gibi bakan gözlerimi ona çevirdim. "Soğuk ve parlak, sanki yanına yaklaşıp sana dokunmaya kalkanı kesecekmişsin gibi keskin."

İçimde kendimle girdiğim savaştan aldığım yaraları görmesin diye gözlerime çıkmak için mücadele eden hislerimin önünü buzdan duvarlarla kapatmıştım ben. Buna rağmen, o duvarların ardını görüyormuş gibi derin bakması yok muydu, çileden çıkarıyordu beni.

Hırçın bakışlarımda şimşekler çakıyordu, "Denemeye ne dersin?" diye sordum ifadesiz bir sesle.

Edim'in gözleri, hayali bir an gibi parladı, sanki kelimlerimin üstüne düşen sesim, üzerlerinde buzdan güller açmıştı, o da bu görüntüden hoşlanmıştı.

İNTİKAMIN PENÇESİNDE (+18)Where stories live. Discover now