İP ▶️ 39| "GÜMÜŞ GÖZYAŞLARI"

341K 9.9K 7.8K
                                    

lüm Şarkısı : Ben Cock ¤ So Cold (Yukardaki videoya tıklayarak,  bölümü okurken dinleyebilirsiniz)

Bölüm Şarkısı : Ben Cock ¤ So Cold (Yukardaki videoya tıklayarak,  bölümü okurken dinleyebilirsiniz)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Keyifli Okumalar!

39. BÖLÜM | GÜMÜŞ GÖZYAŞLARI

Lavin'in yanından çıkmasına rağmen, kapının pervazına yaslanarak bir süre başı yerde, düşünceli hâlde bekledi. Her saniye dibi görünmez hâlde büyüyen karanlık içini hançer gibi yaktı; içine düşen hançer, düşüncelerine de saplanmıştı.

Dünya kadar yavaşlamış adımlarıyla, ağır ağır yürümeye başladı. Uzun koridorun sonu karanlıktı, belki gelecek denilen şey de şu koridorun sonu gibi karanlıktı. Birden izlenildiği hissine kapılıp durdu; omzunun üzerinden arkasına baktı, görünürde kimse yoktu. Başını önüne çevirecekken, iki kapı arasındaki duvara monte edilmiş dikdörtgen şeklindeki aynaya gözü kaydı. Karşısındaki ayna her şeyi gösteriyordu; siyah gözlerinin ardında, parlamakta olan endişe, göz bebeğine zehir gibi dağılmıştı.

İki kürek kemiğinin arası küçük bir kızın öpücüğüyle hâlâ yanmaktaydı; o an, kalbinin onun dudaklarında durduğunu sandı.

Sanki şimdi bile yaksın diye özellikle dudakları nasıl da bulmuştu o noktayı.

Lavin'e belli etmemeye uğraşsa da, onun yüreğine oturan kara sis, kendi yüreğine daha önce çöreklenmişti. İçinde bağı çözülmüş kefenler vardı, ceset almaya hevesliydi.

Edim, devam etti yürümeye. Fakat geniş ve uzun koridor, yürüyüşüne dar geliyor gibiydi; sanki birazdan duvarlardan birine çarpacağını sandı. Göz kapakları katmanlar hâlinde kırışana dek sıkı sıkı kapattı. Yeniden derin bir nefer aldı, hiçbir şey Lavin'le arasına girmeyecekti.

Önüne geldiği odanın kapısını ağırca tıklattı.

Kapıyı, Yıldırım açtı, asabice, "Nerde kaldın, oğlum," dedi sinirli bir sesle. Çünkü Dennis onu bıktırmıştı. Fısıltısına yayılan ince alayla ekledi. "Ondan kopamadın değil mi?"

Edim, karşısında dikkatle kendisine bakan Turgay'ı gördü, bu adam hepsinin hayatında öyle bir yere sahipti ki, çoğu kere akıl hocaları bile olmuştu. Şimdi, yıllarca onun tarafından kandırılmış ve kullanılmış olduğunu bilmek... eskisi gibi bakamıyordu. "Geldim işte," dedi siyah bakışlarını Yıldırım'a çevirirken.

"Tamam, çıkalım."

Edim, tamam diye onay verirken, Dennis durmalarını söyleyen tuhaf homurtular çıkarıyordu ağzından; çünkü sosu, dudaklarından çenesine inene dek ağzına tıkıştırdığı pizzayı yutmakla fazlasıyla meşguldü.

Edim, "Öğrenemedin, pizza yemeyi anasını satayım," diye homurdandı. "Yürü git, elini yüzünü yıka öyle gel."

Dennis, yönünü banyoya çevirip bir çırpıda elini yüzünü yıkadıktan sonra döndü. Bilgisayar ve çeşitli aletlerin üzerini kapladığı uzun dikdörtgen sehpadan kravat kelebeği ve saati alıp Yıldırım'a yaklaştı. "Sana aptal derken, ciddiyim. Bunları almadan nasıl gidecektin?" diye kızdı. Saati koluna takarken açıklama yaptı. "Saatin içinde hem dinleme hem de takip cihazı var." Ardından kravat iğnesini, kravata tuttururken, "Bu iğne de görüntü almamızı sağlayacak," diye bitirdi.

İNTİKAMIN PENÇESİNDE (+18)Where stories live. Discover now