İP ▶️ 45 | "️GECE TUTULMASI"

305K 9.6K 10.4K
                                    


Gecikme için üzgünüm ❤

Keyifli okumalar...

Bölüm şarkısı : Celine Dion • My Heart Will Go On

45. BÖLÜM | GECE TUTULMASI

Yüreğini yaran sendin gerçi ; daha eski korkularını depreştirmişti o derin temas.

Çağır onu... Çağırsan da tam koparamazsın karanlık ilişkilerden.

Elbette ister kaçar gelir; içi rahatlayarak yerleşir sıcak kalbine senin, alır ve başlatır kendisini.

Ama hiç başlatmış mıdır kendisini?

                              🍁

İfadesinde, net olmanın eksikliği görülüyordu.

Bu sözler, Lavin'in zihninde kamçı etkisi oluşturdu ve bu kamçının etkisiyle zihni yanmaya başladı. Üzerinde oturduğu pervaz sanki altından kaçacak da, onu üstünden yere fırlatacakmış gibi yapışırken, elleriyle de ucunu sımsıkı kavramıştı.

Şu anda tüm bedenini etkisine alan gerginliği kendinden gizleyemiyor, güçlükle bastırabiliyordu. Durum korku verdiği kadar ayıplamasına da dikiliyordu karşısına.

Edim bunu söyleyerek kendisinden ne istediğini mi dile getiriyordu? Böyle bir şeyi boş sohbet olsun diye söylemezdi, altından korktuğu şey mi çıkacaktı? Edim'in bunu beklediğini az çok tahmin edebiliyordu ama yapamazdı. Uyuşturucu bağımlılığı, beraberinde cinsel arzuları açığa çıkarıp yön veriyor olsa da, kendisinin hiçbir zaman cinselliğe eğlimi olmamıştı. Ne içinde merak uyanmıştı, ne de biriyle cinsel deneyim yaşamak cazip gelmişti.

Sanki o minik hapları kullandıkça, annesinin gölgesinin ardına sığınma arzusu, yine kendisini sevmeyen kadının sevgisini talep eden o duygu, devamlı içinde büyüyordu.

Gerçi İstanbul'daki otelde Edim'i bir kere gerçekten istemişti, daha önce hiç hissetmediği hislerle dolup taştığını anımsayınca irkildi. Fakat şimdi sanki o hisleri unutmuş gibi, o sırada bu arzunun nasıl bir şey olduğu üzerine kısa bir an kafa yurdu.

Geçmiş, göğü başına devirecek kadar, kendisine yaklaştı. Bedeni kaskatı kesilirken, korkuyla ellerini onun sert göğsüne yerleştirip, "Edim," diye fısıldadı, bacağının arasındaki baskıdan kurtulmak adına, yer olmamasına rağmen geriye kaçmaya çalışırken. "Ben..."

Edim, bu kadar paniklemesine anlam veremedi, yüzüne yerleşen endişe gerilmesine neden oldu. Kulağına düşen küçük saç tellerini okşarcasına arkasına sıkıştırdı, "Sadece bana güven olur mu?" dedi yakıcı bir fısıltıyla. "Düşündüğün şeyi yapmayacağım, sana o lezzetin bir parçasını göstermeme izin ver."

Güveniyordu, düşünclerinin tereddütün ağlarına takılıp kalmasına izin vermeden içinden geçeni olduğu gibi söyledi. Hüzünlüce, "Yine de... bu beni korkutuyor," diye itiraf etti.

Edim'in kaşları havalandı, "Sen asla korktuğunu yüksek sesle söylemezsin," dedi. Sesinin şaşkın bir tonda çıkışına engel olamamıştı. "Gerçekten bu kadar çok mu korkuyorsun?"

"Sadece..." Duraksadı. Ne hissediyordu sahiden, korku mu? Bir hastanın ağrıyan yerini dinlemesi gibi kendini dinledi. Korktuğunu ona gösterdiğini biliyordu, bu biliş de içini ayrıca eziyordu. Herkesin içinde bir parça korku vardı, kendi korkusu da harekete geçip her bir yanını sarmaladı. Kendini henüz onun iradesine teslim etmeye hazır değildi, Edim'i çıplak görmeye de. Ona karşı yeni yeni kozasından çıkmaya başlamıştı, ama bu çıkış ağır ilerliyordu. İç çekip devam etti. "Bilmiyorum."

İNTİKAMIN PENÇESİNDE (+18)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant