13. Bölüm | Ayrılığın Ön Gösterimi

272 20 10
                                    

      Uyandığımda üzerimde öyle bir ağırlık vardı ki sanki göz kapaklarıma yük dolu tırlar oturmuştu, uyanmama rağmen açılmıyordu gözlerim. Başım yastığımda değil, sert bir zemindeydi, sanırım yastıkları fırlatmıştım uyurken ve burnuma Deniz'in kokusu geliyordu. Ne işi vardı bu kokunun benim yatağımda? Deniz'in kokusunun sineceği hiçbir şey olmamıştı ki bu yatakta. Acaba gaipten kokular mı almaya başlamıştım. Zor da olsa gözlerimi araladım. Olamaz! Deniz'in göğsünde uyuyordum! Hemen yerimden doğruldum ve tüm gücümle çığlığı bastım. Deniz'in benim yatağımda ne işi vardı! O olamazdı! Gelmezdi! Dün mesajıma cevap bile atmayan adam kalkıp evime gelmezdi! Yoksa eve birini mi atmıştım da onu Deniz mi sanıyordum! Hala sarhoş muydum ben?

      "Umay!" diyen sesi duyduğum anda gözümün tekini açtım. Deniz'di.

      "De-Deniz! Senin ne işin var burada?" dedim titrek bir sesle.

      "Doğrulup yastığını dikleştirdi ve arkasına yaslandı."

      "Ayşegül hatırlamayacağını söylemişti."

      "Deniz, sana bir şey mi yaptım ben?"

      "Bir şey mi yaptın? Soruyor musun? Neresinden başlasam acaba anlatmaya."

      "Deniz, saldırdım mı yoksa sana?"

      "Ne anlamda?"

      "Şey işte."

      "Ne işte?"

      "Deniz süründürmesene beni! Tecavüz ettim mi diyorum!"

      "Ha o mu? Sadece onu yapmadın."

      "Anlatır mısın bana her şeyi. En son şarkı söylüyorduk Ayşegül'le sonrası yok bende."

      "Tamam, başlıyorum," deyip belimden tuttu ve beni göğsüne çekti. Üzerimize yorganı örttükten sonra saçlarıma bir öpücük kondurdu ve konuşmaya başladı.

      "Dün içkiniz bitmeye yakınken Ayşegül sızmış, şişeyi bitirmişsin ve yetinmeyip nane likörünü içmişsin. Sonra evi dağıtıp telefonunu aramışsın ve bulamayınca evden çıkmışsın. Burası Ayşegül'le anladığımız kısımlar, sonrasında bizzat yanındaydım. Gecenin ikisine yakın zilin çalmasıyla uyandım. Annemler de uyandı tabi. Giriş kapısındaki kameradan seni gördüğüm anda neye uğradığımı şaşırdım. Annemlere hemen geleceğimi söyleyip yanına indim. Kapıyı açar açmaz boynuma atladın. Sayamayacağım kadar özür diledin. Telefonunu bulamayıp taksiyle bana gelmişsin ve cüzdanını da yanına almamışsın. Taksici yanımıza gelince seni evin önüne oturtup üzerimi değiştirdim ve taksi parasını ödeyip yolladım adamı ardından seni güç bela arabaya taşıdım. Evine geldiğimizde iç kapı ve sokak kapısı ardına kadar açıktı. Salona gittiğimde şişeleri ve uyuyan Ayşegül'ü görünce durumu anladım. Seni karşıdaki kanepeye oturtup Ayşegül'ü uyandırdım. Allah'tan sarhoş uyanmadı. Sonra kanepeden fırlayıp yeniden sarıldın bana saçma saçma laflar ettin. Ayşegül hemen kahve yaptı, onu içirmeye çalışırken kızın üzerine kustun. Ayşegül temizlenirken bende seni odana getirdim. Şiir okumadım diye ağlamaya başladın, yanına oturup şiir okumaya başladım ama gideceksin, deyip yanına çektin beni ve göğsüme yattın. Şiir okumaya çalıştıkça seni seviyorum deyip özür diledin. Sonra şiirini okudum ama uyumadın. Seni uyutmadan gitmemi istemeyince bende tamam dedim. Sen uyuyunca gidecektim ama anlaşılan senden önce ben uyumuşum. Durum bu."

      Yüzüm öyle kızarmıştı ki alev alev yanıyordu. Sanırım Deniz utanacağımı bildiği için beni göğsüne çekmişti, o halimi görünce kendimi daha kötü hissedeceğimi biliyordu nihayetinde.

Son ÖpücükWhere stories live. Discover now