Bölüm 5: Kırmızı Noktacıklar

18.3K 665 230
                                    

🫧Oy ve yorumlarınızı bekliyorum🫧


Bahçedeki masada oturuyorken anormal olan tek şey benim nefes alış verişlerim ve Asil Abi'nin bana olan bakışlarıydı. Doğru düzgün yemek yedirtmiyordu insana, gerçi bende iştah da bırakmamıştı ki. Tabağımdaki yemeğin adını da bilmiyordum zaten. 

Sonuç olarak şu an, yemek yememek için oldukça geçerli nedenlerim vardı.

Usulca sandalyemi geriye itip doğrulduğumda annemden önce Berra Teyze sordu, "Nereye Derin kızım, bir şey mi alacaksın?"

"Ben doydum Berra Teyze'm. Ellerine sağlık, çok güzeldi hepsi," dememle masadaki çoğunluğun bir şey yememiş olduğumu fark ettiğini anladım, hepsi şaşkın ve biraz da itiraz edercesine bakıyordu bana. 

"Yavrum otur, ne yedin daha sanki? Tabağın bile dopdolu duruyor yerinde, çok güzeldi hepsi diyorsun bir de," diyerek sitem ettiğinde ne diyeceğimi bilemedim. Haklıydı, niye öyle bir şey söylemiştim ki?

Berra Teyze ve Ekrem Amca'nın ısrarlarıyla sandalyeme geri oturdum. Annemle babamın konuşmasına bile gerek kalmamıştı, kalsaydı da annemin konuşmayarak bakışlarıyla yemem konusunda beni ikna edebileceğini biliyordum. 

Masadaki dolma ve içli köfteden aldım birer tane tabağıma, böyle direkt olarak yeme niyetiyle oturunca da iştahım açılmıştı sanki. Az önceki oturuşumdaysa yemek harici her şeyi düşünmüştüm, iştahımın kaçmasının nedenlerinden biri de düşündüklerimin ağırlığıydı. 

Hızlıca bitirdiğimde herkes birbiriyle sohbet ediyordu, ben suskundum. Herkesin öncelikli ilgisi Asil Abi'de olduğundan dolayı beni gören yoktu, kimsenin de dikkatini çekmiyordum. Asil Abi hariç...

Sanırım neden sustuğumu sorguluyor. Hevesli hevesli, "Oraya benim yüzümden gittin, neler yaptın?" diye sormamı mı bekliyor? Diktiği gözlerine başka bir açıklama bulamıyorum.

Salak bir kız değildim. Gitmeden önce söyledikleri olmasaydı, hatta direkt benim yüzümden gitmiş olmasaydı bu hoş bakışlarını yoracağım yönü elbette ki biliyordum. Fakat bu, bizim şartlarımızda mümkün olmayan bir yöndü. Bu yöne çıkacak olan bütün yolları kapatan kişi yine oydu.


🫧


Yemekten kalktığımızda bulaşıkları toplamaya yeltenmiştim fakat Berra Teyze, biz sözde gençleri bahçedeki çardağa yerleştirerek mutfağa girişimizi engellemişti. Aslında biraz olsun sakinleşmek, üzerimdeki gerginliği atmak  için çimene oturmak istiyordum fakat Duru'nun bana zorla giydirdiği şu beyaz etek yüzünden oturamıyordum. Bakmakla yetiniyordum.

Bu sırada düşüncelere dalmıştım, karşımda o oturuyor olsa da kendi zihnimden kaçamıyordum.

Kapının önünde, ben onu durdurduğumdaki afallaması geldi gözlerimin önüne. Eminim o da kötü hissediyordur. O, bana 'abi' niyetiyle sarılacakken ben, sarılmanın böylesini de istemediğimi belirtmiştim. Ona sarılmayarak onu 'abim' gibi görmediğimi, göremediğimi belli mi etmiştim?

Kaldırdığım ayalarımı gördüğünde geri çekilip gözlerini yummuştu, açtığında yüzümü görmesin istemiştim. Sırtımı dönüp salona geçmiştim.

Arkamdan Berra Teyze'nin havadaki gerginliği dağıtmak istercesine, "Oğlum, yavrum. Senin en sevdiğin yemeklerden yaptık Suna Teyze'nle," dediğini ve yapmış oldukları yemekleri saymaya başladığını duymuştum. Ben de salonda abimle sohbet etmiştim bu sırada, günü nasıl geçti gibi klasik sorular.

ALDI AH'IMIWhere stories live. Discover now