Bölüm 17: Bir Fotoğraf Anısı

9.5K 592 297
                                    

Bir senedir bölüm atmıyorum şakasını yapmadam duramamm

Peki.. neden sınır dolmuyor? Bu inanın takacağım bir durum değil, sınır olarak da görmüyorum zaten ama biraz rahatsız edici bir durum. Birkaç gündür bölüm hazır olmasına rağmen bekledim belki dolar diye, dolmadı. Yine de atmak istedim. Hayalet okuyucu olmayın.

🫧Satır arası yorumlarınızı okumak bana keyif veriyor, düşüncelerinizi yazın.🫧

🫧Keyifli okumalar.🫧

Medyadaki kişiler temsili, Derin'in saçlarını kızıl hayal edersinizz

Her ne kadar doldurmasanız da bir sonraki bölüm için gerekenler: 140 oy 220 yorum.



Gözlerimi kamaştıran güneşle uyandım. Alarmın irite edici sesini duymadan güne başlamanın hissettirdiği rahatlıkla gözlerimi ovdum birkaç dakika. Uyandığıma, sağlıklı olduğuma ve güneşin doğuşuna şükrettikten sonra, her ne kadar yatağımın sıcaklığından ayrılmak istemesem de ayaklarımı yataktan sarkıtıp panduflarımı giydim.

Uzun zamandır kalbimde hissettiğim ağırlığı yok sayarak banyoya geçmemin hemen ardından yüzüme avuçlarımdan akıp giden suyu çarptım. Yüzüm, dudaklarım sürekli kururlardı ve ben nemlendirmediğim sürece özellikle dudaklarımı, kanatana kadar soyardım. Her ne kadar kötü bir alışkanlık da olsa kendimi alıkoyamıyordum ne yazık ki. Bu yüzden elime aldığım nemlendiricimi bir güzel yedirdim cildime. Dudaklarıma da balmımı sürdüm.

Son günlerde dozu giderek artan bir mutsuzlukla uyandığımdan, biraz neşeli davranmak isteyerek bir video içindeymişim gibi elime aldığım ürünleri tanıtarak cilt bakımımı sürdürdüm. Evet, biraz saçma gelebilirdi ama keyif verdiğini yalanlayamazdım. Nemlendiricimin ardından serumumu da sürerken kapıda dikilen annemi görmemle hayali videomu yarıda kestim.

"Kızım, ne yapıyorsun aynada kendi kendinle konuşuyorsun? İyice kafası gitti yavrumun," diyerek şen şakrak bir şekilde banyoya giren anneme yaklaşıp kollarımı sardım boynuna. Kafamın gittiğine dair iması gözümden kaçmamıştı. Malum sebepten dolayı uzun uzun dalışlarımın, iştahımın kaçışlarının elbette ki farkındaydı.

"Ay, deli kız. Uzak dur benden ellerin yapış yapış. Bana da göster şu kremler ne işe yarıyor?" Diyerek serum şişelerini krem diye gösteren anneme kıkırdadım.

"Süreyim mi size de Suna Hanım? Işıl ışıl parlıyorsunuz gerçi, ihtiyacınız da pek yok gibi," diyerek ellerimi yanaklarına getirip mıncıkladım.

"Sanki senin ihtiyacın var. Nerede antik kuntik şeyler, orada sen." der demez ellerimin yanaklarından ayrılmasına sebep olacak şekilde geriye kaçtı.

Hemen ardındansa banyodan çıkarken eklemeyi unutmadı. Konuşurken uzaklaşmaya devam ettiğinden dolayı sesi kısıla kısıla cümlelerini dizdi.

"Hadi hadi, oyalanma hemen kahvaltıya gel. Berra teyzenlere gideceğiz bugün. Kaç gündür Duru da kendisi de hasta gibi. Yardım edelim biraz, ayıp ettik şu ana kadar gitmemekle bile."

Aklına son anda bir şey gelmiş gibi sesini yükselterek devam etti.

"Bugün okulunun olmadığını biliyorum kızım, sakın kaçmaya yeltenme!"

Saniyelik bir zaman diliminde bile olsa aklımdan geçen planların suya düşüşüyle omuzlarımı indirdim. Banyodan çıkarak üstümü değiştirmek için dolabımın karşısında vakit öldürürken temizlik yapacağımızı ve mutfakta olacağımızı düşündüğüm için de rahat bir şeyler seçmeye özen gösterdim.

ALDI AH'IMIWhere stories live. Discover now