Bölüm 12: "Güzelim."

12.2K 516 221
                                    

🫧Oy ve yorumlarınızı bekliyorumm🫧

beklemekteyim.. aa yıldız parladı değil mi✨💫

asla sınır olarak nitelendirmek istemediğim ancak beni mutlu edecek şeyler:

70 oy 160 yorum


O gece, Sude'nin odaya girişiyle, asıl eğlencemiz başlamıştı. Pijama partisi konseptli buluşmamız bir anda yerini aşk temalı bir sohbete bırakmıştı. Sude, tahmin ettiğimizden de çok utanıyor, bakışlarını kaçırıp duruyordu. Konuşmamak için ağzına cipsleri tıkıyor, ağzı boşalıp cevap verme sırası geldiğindeyse inkar etmekten başka bir şey yapmıyordu. Bu hali öyle tatlıydı ki, Asil Abi'nin o banyodaki halinin hayalini kısa bir anlığına da olsa gözlerimin önünden süpürmüştü.

Elbette ki ona 'aşık' muamelesi yapmıyorduk ancak vardı bir şeyler belli ki. Holde, birbirlerine olan o bakışlarının boş olmadığını anlayabilecek kadar yaşanmışlık vardı üzerimde; anlayabiliyordum neydi, ne değildi...

Gecemiz, Duru'nun beni sorgulamasıyla devam etmişti. Selmalarda ve eve dönerken yolda beni sıkıştırıp durması yetmiyormuş gibi, Sude'nin konusu kapanır kapanmaz ikisi beni sıkıştırmaya başlamıştı bu sefer. Ancak dilimden dökülen bir şey olmamıştı. Kendim inanamıyordum onun ellerini tuttuğuma, sert, kaslı vücuduna dokunduğuma, onlara nasıl anlatayım?

Bir hafta geçmişti, yine bir cumartesi gecesinindi içinde bulunduğum karanlık. Komite sınavdan çıkmıştım, güzel de geçmişti neyse ki. Mutluydum, üzerimden bir yük kalktığını hissediyordum.

Asil Abi'yle o banyodaki geceden sonra karşılaşmamak için çok uğraşmıştım, gözümün önünde beliren hayali haricinde görmemişti gözlerim onu. Sınav haftam olduğu için de kütüphaneye, okula veyahut odama kapanışlarımı sorgulamamıştı kimse.

Ancak biten sınavımla kaçacak yerim kalmamıştı ne yazık ki. Annem, yine organizatör kişiliğini konuşturarak yarın için, büyük bir piknik planı yapmıştı. İki aile, sabahtan gidip akşama doğru dönecektik. Bugün akşam üzerinden beri de yarınki piknik için hazırlıklar yapıyorduk mutfakta zaten.

Herkesin çok sevdiği, elimin lezzetini övdükleri peynirli börekten yapmıştım ben de. Öyle ki piknik günlerinin vazgeçilmezlerinden biri haline gelmişti seneler önce.

Onun gidişiyle piknikler de keyif vermez olmuştu, herkes eksikliğini hissediyor, konu dönüp dolaşıp ona geliyordu. En küçüğünden; piknik sepetinde onun kendine ait olan çatalı, tabağı olurdu. Kimsenin eşyasını kullanmazdı, o yüzdendi ayrı bir servis setinin oluşu.

Geçen hafta bugün, bu nedenle tereddüt etmiştim aslında. Çikolatamı ısırmıştım ve sorun edeceğini düşünmüştüm, etmemişti. Belki de görevde bu tür alışkanlıklarından vazgeçmesi gerekmiştir, değişmiştir huyları, bilemedim.

Berra Teyze, sepetten onun setini çıkartıp da eve koymanın ona kötü hissettireceğini söyleyerek bu fikirden uzak olduğunu açıkça belli etmişti. Kime ne söylemek düşerdi?..

Geçen günler ve tatsızlaşan piknik deneyimlerimizle her pikniğin arası biraz daha açılmıştı, sonundaysa gitmez olmuştuk. Annemin, bugünkü heyecanının nedeni de bariz ortadaydı. Aynı şekilde Berra Teyze'nin de yerinde duramadığına, çeşit çeşit yemekler yaptığına eminim.

Zihnimin beni anılar deryasına daldırıp daldırıp çıkarmasıyla olduğum yere, yatağıma döndüm. Her ne kadar bir saate yakın bir zamandır tavandaki fosforlu, karanlıkta parlayan küçük ay ve yıldızlara bakıyor olsam da; anılardan sıyrılıp şimdiye dönüşüm, vücudumun uyuştuğunu hissettirmeye başlamıştı bana. Doğrulup ayaklarımı yataktan sarkıttım, gerneştim. Balkonuma çıktım.

ALDI AH'IMIWhere stories live. Discover now