Bölüm 10: Bitter

11.8K 528 189
                                    

🫧Oy ve satır arası yorumlarınızı eksik etmeyinn🫧

Bekliyorum bakın ekranın hemen arkasındayım yıldızları parlatmayanları hep görüyorum😾

Yeni bölüm için gerekenler: 50 oy 120 yorum

Sınır deyip tatlış okuyucularımı irrite etmek istememişimdir..


İş çıkışı saatine denk geldiğimiz bir metro faciasında Sude, benim durağımdan birkaç önceki durakta inmişti, az önceyse ben 'pardon' söylemlerimle ancak inebilmiştim. Anlamıyorum, kapının önünde durup da inenlere yol vermeyenler bunu tam olarak neden yapıyorlar?

Sinirli sinirli metro durağından çıkabilmek adına yürüyen merdivenlerden çıkıyordum, kalabalıktan biraz uzaklaşabildiğimdeyse rahat bir nefes aldım. Acıktığımı hissederek sabahtan çantama koymuş olduğuma sevindiğim kare çikolatamı, dağınık çantamdan çıkardım. Tek omuz çanta, her ne kadar güzel dursa da kullanıldığı omzu çökertiyordu.

Çantamı diğer omzuma alıp metronun çıkışına yöneldim, aynı zamanda elimdeki çikolatanın paketini açıp bir karesini ısırmıştım bile. Sütlü de güzeldi ancak bitterin yeri ayrıydı.

Çıkıştan çıkıp henüz bir kaç adım atmıştım ki birinin kolumdan tutmasıyla ani bir sıçrayış yaşayıp beni tutan kişiye döndüm. Of, kalbim çıkmıştı. Asil Abi'nin burada ne işi vardı?

"Derin, kusura bakma," diyerek elini kolumdan indirdi. Beni korkuttuğu için endişelenmiş gibiydi. "Seslendim ama belli ki çikolatana çok dalmışsın, duymadın beni."

Sonlara doğru o kalbimi yerinden oynatan gülümsemesini takındı yüzüne. Onun bir tebessümüne böyle çiçekler açmasaydı keşke kalbim, sonunda yine üzülen o oluyordu.

"Yok, sorun değil Asil Abi. Derslerdeydi aklım," diyerek sorun olmadığını belirttim. Aynı zamanda da gözlerimi yüzünden çekmiştim, onun gülümsemesiyle kendimi tutamadan gülümserdim ben de yoksa.

"Gel, gidelim. Hava karanlık olduğu için, metroya biniyorum deyince sen, çıktım ben de evden. Beraber dönelim," neden geldiğini anlatmaya çalışırken bocalıyor gibiydi.

İyi niyetliydi, ince düşünceliydi. Keşke beni de sevebilseydi, diyen iç sesime içten içe alaycıl bir gülümseme gönderdim. Ne zaman hayal kurmayı bırakacaktım?

"Teşekkür ederim, düşündüğün için Asil Abi. Gelebilirdim kendim," mahcup olmuştum biraz.

"Biliyorum, elbette gelebilirdin kendin. Yine de bu saatte, iti kopuğu var atmayalım riske. Bundan sonra bana söyle geç çıktığında, gelirim." Sesli bir nefes aldı, çok kısa bir an gözlerini yumup sert bir şekilde verdi nefesini. Dertleniyordu sanki, zorlanıyordu konuşurken.

"Sen çağır, ben gelirim."


🫧


Dediklerinden sonra ikimiz de susmuştuk. Ben, onu aramayacağımı bilsem de kabullendiğimi belirtircesine ufak bir şekilde sallamıştım başımı. Benim onayımdan sonra eve adımlamaya başladık, metro durağıyla ev arası yaklaşık bir yirmi dakika vardı. Arabaylaysa en fazla beş dakika sürerdi.

 Hava güzel olduğundan yürüyüş yapmak istemişti sanırım, yoksa arabayla gelirdi.

Bir elimdeki ısırmış olduğum çikolataya, bir de ondan tarafa baktım. Çaktırmadan bir ısırık daha aldım, ikinci kare de ağzımda eriyordu şimdi. Ona da vermek istiyordum ama ısırmıştım, tiksinebilirdi.

ALDI AH'IMIWhere stories live. Discover now