3

804 71 32
                                    

Bucky'le o konuşmalarının üzerinden iki gün geçmişti, ellerindeki poşetleri arabaya koyduktan sonra arabaya bindiler.

"Ne zaman gideceğiz?"

Bucky konuşurken kız arabayı çalıştırıp yola koyuldular, kız bir anlık ona döndü ve konuşmaya başladı.

"En son yaptığın saldırıdan sonra devlet avengersın tüm hareketlerini izliyor, bir kaç gün sonra olaylar dinecek ve sen artık suçlu olmayacaksın."

Bucky oflayıp kafasını geri yaslayınca kız güldü, iki şeritli yolda onlara doğru gelen arabayı görünce küfür etti, Bucky'e sıkı tutunmasını bağırırken direksiyonu şeridin teri yönüne kırsa da hızla onlara doğru gelen arabayla çarpışmışlardı.

Bucky gözlerini açtığında araba ters dönmüş ve her yer alevler içindeydi, korkuyla yanındaki kıza baktı. Kendi emniyet kemerini çözünce arabanın tavanına doğru düşmüştü, hızla kapıya tekme atınca kapı açılmıştı. Yavaşça arabadan inip kızın olduğu tarafa ilerledi, demir koluyla hızla kapıyı tutup yerinden söktü, kafasını içeriye sokup kızın emniyet kemerini açtı. Kızın düşüşünü yavaşlatmak için omuzlarından tuttu, yavaşça onu arabadan çıkarıp kucağına yatırdı. Kızı incelediğinde kafasına darbe aldığını gördü, uyanmayacağını anlayınca yavaşça onu sarstı.

"Hadi, kalkman gerekiyor."

Etraflarının sarılma ihtimaline karşılık hızla kızı kucağına alıp ayağa kalktı, bir kaç sokak ilerleyip boş ara sokaklardan birine girdi. Sırtı duvara gelecek şekilde yere oturdu ve kızı omzuna yaslayıp onun yüzüne gelen saçları geriye itti.

"Tişörtünü çıkarıp yarama bastırman gereken kısım burası."

Kız sessizce konuşunca Bucky güldü.

"Tişörtümü çıkarmamı istiyorsan söylemen yeterdi."

Kız derin nefes alıp güldü, onunla birlikte o filmi izlememeliydi.

"Seninle ölümcül oyuncakları izlememeliydim."
"Daha dizisini izleyeceğiz, kalk hadi."

Bucky konuşunca kız yavaşça gözlerini açıp doğruldu, başına giren acıyı görmezden gelmeye çalışarak etrafına bakındı. Ara sokaklardan birindelerdi, yavaşça Bucky'nin kucağından kalkınca Bucky'de kalktı. Kız duvardan destek alırken diğer eliyle başını tuttu, Bucky ise sokağı kolaçan ettikten sonra ana caddeye çıkan yola baktı, görünürde kimse yoktu. Kız eline gelen kanlara bakarken konuşmaya başladı.

"Uyuyan güzel böyle uyandırılmamıştı ama."

Söylenirken Bucky'nin yanına ilerledi, gelen ajanlar arabaya yakın olan bölgelere bakıyor olmalıydılar. Onlar arabadan beş sokak ilerideydiler, Bucky bakışlarını kıza çevirip konuşmaya başladı.

"Gidelim."

Kız onu onaylayınca ara sokaktan çıkıp iki sokak ilerideki eve gitmek için yola koyuldular. Bucky yavaşça kıza doğru yaklaşınca kız normal bir şekilde ilerlemeye devam etti.

"Bizi bulurlarsa kaç, yaralısın."

Bucky konuşunca kız ona yandan bir bakış attı, o kaçmayı sevmezdi.

"İlk olarak ben kaçmam, ikinci olarak da bizi bulamayacaklar sakin ol."
"Bizi bulamayacaklarından nasıl bu kadar eminsin?"

Bucky konuşunca sokağın başından sola döndüler ve yürümeye devam ettiler, kız konuşmaya başladı.

"Sadece bana güven."
"Sana güvenmeye çalışıyorum ama bana bir şey anlatmadığın sürece sana güvenemem."

Bucky konuşunca kız ona cevap vermedi, sokağın ortasındaki evi gördüklerinde hızlandılar. Markete girmeleri gerekiyordu ama Bucky'nin itirazı üzerine girmemişlerdi, binaya girdiklerinde asansörün gelmesi için düğmeye bastılar ve beklemeye başladılar. Kız duvardan destek almak için elini uzatınca başının dönmesiyle eli boşluğa düşmüştü. Bucky hızla kızı omuzlarından tutsa da kızın bedeni kendini daha fazla taşıyamamıştı. Bucky yavaşça kızı kucağına alınca asansör gelmişti, kızın kanlı yüzünü yavaşça kendi omzuna doğru çevirdi ve asansöre bindi. Yine o yaşlı teyze vardı, teyzenin bakışlarının onun üzerinde olduğunu görünce Bucky açıklama yapma gereğinde bulunmuştu.

"Uyuya kaldı."
"Uykunun onun hayatında yeri olduğunu bilmiyordum."

Rusça konuşan teyzeye cevap vermemişti Bucky, teyze ise ne kadar tatlı olduklarından bahsediyordu. Asansör durunca Bucky indi, inmeden öncede teyzeye iltifatları için teşekkür etmişti. Kapıya geldiğinde kızı tek eliyle taşımaya başladı ve hala nasıl cebinde olduğuna inanamadığı anahtarı alıp kapıyı açtı. İçeriye girdiğinde kapıyı ayağıyla kapatıp hızla salona ilerledi, kızı koltuğa yatırıp yarasına bakmak için yanına eğildiğinde içeride telefon çalmıştı, arayan Steve olmalı diye düşündü Bucky ama önce kıza bakması gerekiyordu. Yavaşça yanına eğilince saçlarındaki kanın kurumuş olduğunu gördü, elini yavaşça kızın saçlarına daldırdı ve yarının nerede olduğuna bakmak istedi, kanamasının durduğunu görünce ne yapacağını düşünmeye başladı, ilk yardımla ilgili bir şey bildiği söylenemezdi. Telefon tekrar çalınca Bucky yine görmezden geldi ve kızın yüzünü incelemeye başladı, sağ kaşının biraz üzeri yarılmıştı, dudağındaki patlak kaşı ve kafasındaki yara kadar kötü durmuyordu.

"Telefonu getirir misin?"

Kız mırıldanarak konuşunca Bucky onun gözlerine baktı, açık değildi ama bilincinin yerinde olmasına sevinmişti. Bucky yavaşça yerinden kalktı ve yan odadaki tuşlu telefonu alıp içeriye geldi. Tekrar çalmaya başlayan telefonu kıza uzattı, kız telefonu eline alınca gözlerini açtı, aramayı cevapladıktan sonra konuşmaya başladılar.

"Evet Steve o iyi."

Kız konuştuktan sonra Bucky'e baktı, kendine gelmekle uğraşırken Bucky'e bakmak aklına gelmemişti, onun iyi olduğuna emin olunca telefonda konuşan adama dikkatini vermişti.

"Bende iyiyim, sorduğun için sağol."

Kız alayla konuşunca Bucky onun karşısındaki koltuğa oturdu ve ayaklarını uzatıp kızı dinlemeye başladı.

"Tamam o zaman."

Kız konuşunca Bucky ne olduğunu merak etmişti. Kız telefonu kapatınca bakışlarını karşısında oturan Bucky'e çevirince zaten meraklı bakışlarla kendisine baktığını gördü.

"Şansına küs, diziyi izleyemeyeceğiz."

Kız yattığı yerde doğrulunca ellerini iki yana koymuştu, Bucky neler olduğunu anlayamamıştı, kız bakışlarını yere çevirince Bucky konuştu.

"Neden?"

Bucky konuşunca kız bakışlarını yerden çekip Bucky'e baktı.

"Seni Steve'e götüreceğim."

Mistery WomanWhere stories live. Discover now