23

353 33 23
                                    

Ward ve Daisy içeriye girdiğinde bir kaç göz onlara dönmüştü, buradakilerin sandığı şey Ward'un hainlik yapıp Daisy'i buraya getirdiğiydi. Bilmedikleri şeyse Daisy'nin buraya kendi isteğiyle gelmesiydi, ikili yavaşça bar kısmına ilerledi ve kendilerine birer tane margarita aldılar. Daisy elindeki margaritasından alırken etrafa bakındı, gördüğü kişiyle gülümsemesini yüzünden silememişti.

"Hedef  görüldü, harekete geçiyorum."

Yanındaki Ward'a hitaben konuştuktan sonra elindeki margaritasıyla salonun ucundaki oturan gruba doğru ilerledi.

"William!"

Babasını öldürmemiş gibi çocuğa doğru ilerledi, William gülümseyerek ayağa kalktı, onun yanındaki kişilerde ayağa kalkınca William'la sarıldılar. Ayrıldıklarında Daisy sol tarafına duran Bucky'e yandan bir bakış attı sonrada William'a geri döndü.

"Babana çok üzüldüm, bunu hak etmiyordu."

Ah, tabii ki hak ediyordu!

"Onu severdim."

Daisy yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirip göz kırptı.

"Fazlasıyla."

Maria yatağında gergince otururken kapısı tıklanmıştı, kız içeriye girmesini söylerken kapı yavaşça açılmış ve içeriye Steve girmişti. Yavaşça kızın yanına doğru ilerledi ve yatağa oturdu, bir süre ikiside sessiz kalmıştı. Konuşmaya başlayan taraf Steve oldu. 

"Nasılsın?" 

Maria bakışlarını ona çevirdi ve güldü, yakın arkadaşı kayıptı ve elinden beklemek haricinde bir şey gelmiyordu, bu yüzden iyi olduğunu sanmıyordu. 

"Pek iyi değilim."

"Yarım saate çıkacağız, biraz sakin olmalısın." 

Maria derin nefes aldı, yarım saati bile beklemek istemiyordu ama takımın hazırlanması uzun sürerdi. 

"Ya onları bulamazsak?"

"Tony'nin kardeşini bulacağına eminim, Daisy'nin de Bucky'i bulacağına."

"Daisy'nin bulunmak istediğini sanmıyorum Steve." 

Steve derin nefes aldı, kız haklıydı. Daisy bulunmak istemediği sürece bulunamazdı, kendisi istediğinde bulabilirlerdi onu. 

"Tony'i küçümseme."

"Onu küçümsemiyorum ama sen Daisy'i küçümsüyorsun." 

Steve kıza cevap vermedi, bir Stark'ı küçümsemek büyük bir hata olurdu ve o bunu yapmıyordu. Ya da kendisi öyle sanıyordu. Kapı açılıp içeriye nefes nefese kalmış Peter girdi. 

"Gidiyoruz." 

William gülümsedi ve Daisy'nin koluna girdi, yavaşça arka bahçeye doğru ilerlemeye başladılar. Daisy'den bir kaç yaş küçük olan çocuk konuşmaya başladı. 

"Babamın katili hakkında bir fikrin var mı?"

Daisy derin nefes alıp düşünüyormuş gibi yaptı, mavi gözlerini çocuğa çevirdi ve konuşmaya başladı. 

"S.H.I.E.L.D ajanlarından biri yapmış olabilir." 

"Onlar babamın evine nasıl girmiş olabilir?"

Daisy güldü ve elindeki margaritasından bir yudum aldı, bitmemesi için yavaş yavaş içiyordu. 

"S.H.I.E.L.D'ın tahmin ettiğinizden dahada iyi ajanları var."  

"İsim vermek ister misin?"

Daisy kahkaha attı ve margaritasından tekrar büyük bir yudum alıp tekrar konuşmaya başladı. 

"Ahh, bu bilgiler karşılıksız olmaz William."

William ellerini kızın beline atarken kız ona müsaade etti ve içeriden gelen müzik eşliğinde sallanmaya başladılar. William karşısındaki mavi gözlerin içine baktı. 

"Ben babam değilim, onun inandığı şeylere inanmıyorum. Yaptığı şeyleri yapmıyorum."

"Ama öyle davranmak zorundasın, yoksa tahtından edilirsin."

"Çok yardımcı oldun."

Daisy onun dediği şeye güldü, yalan söylemek kanında vardı ama şu an gerek duymamıştı. Çocuğun gerçekleri duymaya ihtiyacı olduğunu düşünmüştü. 

"Gerçekleri duymak istersin diye düşünmüştüm."

Margaritasını bitirmek için son yudumunu alırken karşısındaki çocuğa bakıyordu, William yavaşça konuşmaya başladı.

"Buna gerçekten ihtiyacım vardı, neyi doğru yapıp yapmayacağımı anlayabilmek için." 

"William, Ms. Henderson içeride seni bekliyor."

Bucky'nin sesini duyduklarında ikiside aynı anda ona döndü, Daisy onun bakışlarındaki kıskançlığı sezerken dudakları alayla kıvrılmıştı, kız konuşmaya başladı. 

"Sen geç, ben birazdan geleceğim."

William kafasını sallayıp binaya doğru ilerlemeye başladı, aklına bir şey gelmiş olmalı ki durdu ve Bucky'e doğru döndü. 

"Daisy'e eşlik edersin James."

Bucky kafasını sallayınca William içeriye girmişti, Daisy'de bahçenin arkasına ilerlerken seri adımlarla onu takip etti. Aralarındaki mesafeyi kapattıktan sonra hızla kızı duvara doğru çekti ve kızı arasına aldı, Daisy'nin gülünce Bucky sinirlerine hakim olamadığını hissetti. 

"Ne işin var burada?!"

Daisy gülerek dudaklarını yaladı ve konuşmaya başladı. 

"Kıskandın mı?"

Bucky yüzünü iyice kızın yüzünde doğru yaklaştırdığında hızlı bir şekilde aldığı nefesleri kızın yüzüne çarpıyordu. 

"Şu an damarıma basıyorsun, yapma."

"Basarsam ne olur? Benim yerime buradakileri tercih edip beni bırakır mısın?"

Daisy konuştuktan sonra yüzünü iyice onun yüzüne doğru yaklaştırdığında Bucky'nin hafif uzamış sakalları yüzüne değmişti, huylansa da ciddiyetini koruyarak tekrar konuştu. 

"Yapmadığın şey değil, Çavuş."

Mistery WomanTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon