25

309 24 10
                                    

Daisy gördüğü kişilerle geldiği yolu koşmaya başladı, silahı yoktu ve bu küfür etmesi için yeterli bir sebepti. Ayağının dibine kurşun yağınca kollarını kafasına siper etti, laboratuvarın camına doğru atladıktan sonra koşmaya devam etti. Laboratuvarda duran neşterleri eline aldıktan sonra koridorun sağ tarafına saptı. Grubun kendisine yetişmesini beklerken derin nefesler aldı, grubun ayak sesleri geldiğinde hızla elindeki neşteri ilk çıkan kişinin alnına sapladı. Kollarını kadının boynuna sararken bir yandan neşteri çıkarıp arkadakine ayaklarıyla tekme attı, diğer gelen kişiye bacaklarını dolarken kendini aşağıya doğru çekti. Yere düştüklerinde kadının boynunu kırdı, karnında hissettiği elektroşokla acıyla dişlerini sıktı. Elindeki neşteri sıkıca tuttuktan kendine şok veren kadının bacağına sapladı, kadın acıyla eğilirken seri bir şekilde kafasını duvara defalarca vurdu. Kadın yere düştüğünde Daisy bittiklerini zannedip yavaşça ayağa kalktı, arkadan birisi üzerine atlayınca duvara çarpmışlardı. Kadın Daisy'i tutup kafasını duvara vurunca kızın ağzından acıyla inilti çıkmıştı, hala elinde tuttuğu neşteri kadının yüzüne doğru savurdu. Nereye denk geldiğini bilmiyordu ama defalarca sapladı, kadının hareket etmediğini anlayınca derin nefesler alıp tekrar ayağa kalktı ve yavaşça ilerlemeye başladı. Koridorda ilerlerken önüne bir grup asker çıkmıştı, Daisy bir adım geride dururken ilerisindeki grup silahlarını ona doğrultmuştu. Etraf sisle kaplanınca Daisy nefesini tutup sisin içine daldı, önüne çıkan ilk kişinin boynunu kırarken etrafına bakındı ama başı dönmeye başlamıştı. Sislerin içinden çıkınca koridorun başındaki ajan kendisine bakıyordu, geriye doğru gidecekken ajan yüzündeki maskeyi çıkarmıştı. Ward olduğunu görünce tuttuğu nefesini dışarıya verdi ve hızla ona doğru ilerledi, birbirlerine yaklaştıklarında hızla sarıldılar.

"Tam zamanında."

"Her zaman."

Ward konuştuktan sonra Daisy gülümsemişti, duydukları öksürük sesiyle birbirlerinden ayrıldılar. Daisy arkasını döndüğünde Bucky'i görünce yorgunlukla gülümsedi ve ona doğru ilerledi, Bucky elindeki silahı yere attıktan sonra ellerini hızla kızın beline doladı, onu kaldırarak sarılınca kız kollarını Bucky'nin boynuna dolayıp sıkıca sarıldı. Bucky kızın kokusunu içine çekerken konuşmaya başladı.

"Burdan gitmemiz gerekiyor."
"Olmaz, daha onunla konuşmadım."
"Daisy, boşversene gidelim şuradan."

Ward konuşunca Daisy bakışlarını ona çevirdi, buraya neden geldilerse onu yapmadan gitmek istemiyordu.

"Daisy, o haklı. Çıkalım buradan."

Thor elindeki baltasını sinirle adama doğru fırlatınca takımın bakışları ona doğru döndü, baltasını geri eline çağırdıktan sonra takım arkadaşlarına bakıp konuşmaya başladı.

"Dediklerini duydunuz, onların hafızası silinmeden geri getirelim."

Tony en önden olacak şekilde hızla üsten çıktı, takımda onu takip edip jete bindi. Tony sinirle otururken Natasha ve Crescent gelen aramadan Bucky'nin yerini bulmaya çalışıyordu. Tony telefonu çalınca hızla ayağa kalktı, aramayı açıp hoparlöre aldı.

"Tony..."
"Daisy?"

Tony konuşunca karşı taraftan bir süre ses gelmemişti.

"Tony, biz Drevkoy'un üssündeyiz."

Tony duyduğu şeyle ne diyeceğini bilememişti.

"Daisy, sizi bulana kadar çıkmaya çalışın oradan."

Natasha konuşunca yine bir süre ses gelmemişti.

"Burası çok kalabalık."

Kızın derin nefes alış sesleri geldikten sonra konuşmaya devam etti.

"Sanırım buraya hapsolduk."

Silah seslerinden sonra kızın tekrar konuşması duyuldu.

"Siktir, bu Drevkoy."

Mistery WomanWhere stories live. Discover now