2.Kitap-Atış poligonu

18 13 1
                                    

Uyarı!!!! Kitapta şiddet,alkol,sigara,madde ve kan unsurları varır.Hassas okuyuculara tavsiye edilmez.

Not:Medya,ana karakter olan Harper'dır.

İyi okumalar dilerim:)

Giriş-Yıllar Önce

(Soyadı daha belli olmayan çocuk)

Yanan şöminenin karşısında oturuyordum,dalların çıt çıt sesleri kardeşlerimin oyun seslerine karışmıştı.Evet,kardeşlerim vardı;iki kız ve iki erkek kardeşim.Aralarımızda pek yaş farkı yoktu,en büyük ablamla bile 2 yaş fark vardı.O halde neden onlarla oynamak yerine şömineyi izliyordum?Belki de farklı olduğum içindir...Aslında öyle sıra dışı özelliklerim yok;12 yaşında olmama rağmen yaşlı adamlar gibi beyaz saçlarımın olması dışında...Hayır,bir hastalığım yok.Sadece babam da beyaz saçlı,onun babası da ve babasının annesi de...

Babam demişken,kendisi şu an yemek yapmakla uğraşıyor.
Annemi çok küçük bir yaşta kaybettim,onun görüntüsünü bile tam hatırlamıyorum.Sanırım uzun siyah saçları vardı, kahverengi de olabilir.Onu bile hatırlamıyorum.Bize yıllardır babam bakıyor,tabi bakmak denirse.Sıkıntı şu ki,kendisi bir SAKRİN ve bizim de birer SAKRİN olmamızı istiyor. Peki SAKRİNLER ne yapar? Suikastçı olan babamdan duyduğum kadarıyla onlar çevreye zarar veren insanları öldürürlermiş. Ama hayvanlara dokunmak yasak.Bu saçma değil mi?İnsanlar da memelidir sonuçta,muhtemelen bu SAKRİN felsefesi ortaya atıldığında bu bilgi bilinmiyormuş.Yoksa böyle olmazdı.

"Saçların uzamış,biliyorum,bunu yeni fark ettim." Ablam Carriya'ydı bunu söyleyen.Saçlarım çenemi geçiyordu ve bu da saçı bir erkeğe göre uzun yapıyordu. "İstersen toplayabilirim." "Gerek yok Carrie,ben hallederim." Carriya bunun üzerine omzunu silkti ve babamın yemek çağrısıyla mutfağa koştu. "Hadi,yemek hazır!" Yuvarlak ahşap masanın çevresine oturduk ve babam önümüze tabak tabak yemekten koydu.Yemek dediği bu şey,haşlanmış fasulye ve patates karışımı bir şeydi.Hayvanlara zarar vermek yasak olunca hayvan yiyemiyorduk tabi.Babam tam karşımda oturmuştu,kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu. Lanet olsun bu adam benden gerçekten nefret ediyordu.Çatalı elime aldım ve yemekten birkaç lokma aldım.Ben yemeği yarılamışken kardeşlerim ve babam yemeği çoktan bitirmişti. "Çocuklar,siz başka bir odaya geçin.Ben kardeşinizle özel şeyler konuşacağım." Ah,hayır...Babam bunu söylerken kardeşlerime gülümsediği kadar bana gülümsememişti. Onlar koşarak mutfaktan çıkınca babam iç çekti.Ayağa kalkıp benim sandalyemin arkasına yürüdü ve beni kendine çevirdi. Sonra yanağıma sert bir tokat attı, "Senin ne yaptığını biliyorum aptal çocuk!" Attığı tokat canımı acıtmıştı, sızlanırken elimi yanağıma götürdüm. "Saçmaladığının farkında mısın?Ailemize karşı olup duruyorsun,artık yetmedi mi?" O olay...Arkadaşımla okul çıkışı bahçede tavşan avladığımız zaman.O tavşanı taşla öldürüp arkadaşımın annesine vermiştik,o da güzel bir yemek yapmıştı.Bu aile de sanırım tek et yiyen kişi bendim. "Bu yaptığın şey Selestia SAKRİN'in kurallarına aykırı." "Baba,öyle bir konuşuyorsun ki sanki hiç insan avlamıyorsun." "Hayvanların iradesi yoktur ama insanların vardır!" Çantasındaki sigara paketine uzandı ve bir sigara yaktı. "Bu aileye hiçbir faydan yok be,çocuk." Parmağındaki yüzüğün sarı taşı parlıyordu,sarı rengini hiç sevmem.En sevdiğim renk,aslında öyle bir renk yoktu. Hayatım renksizdi ve bu zevklerime de yansımıştı. "Senin derdini biliyorum ben." "Nedir?" "Sen büyükannen gibi değil,büyükbaban gibi olmak istiyorsun." Büyükbabam mı? Sanki daha önce ondan bahsetmişti bana ama tam hatırlamıyorum. "O fazla özgürdü ve saçma fikirleri vardı." "Saçma fikir derken?" "Çok fazla konuşuyorsun,ama yine de söyleyeyim;hayvanları öldürmeyi kötü karşılamıyordu o.Hatta ona göre bazı hayvanların özellikle öldürülmesi gerekiyordu."
"İnsanlara zarar verenler gibi mi?" "Hayvanlar insanların davranışlarını nereden bilsin be?!" Sigarasını söndürdü ve bir tokat daha attı.Bu sefer ki o kadar canımı acıtmadı ama. "Kendi oğlunu bile sevmeyen biri hayvanları mı sevecek?" Yemyeşil gözleri öfkeyle parıldadı "Şuna bak hele,bir de terbiyesizlik yapıyor!".Yanağıma tekrar vurdu.Başımı kaldırıp onun yüzüne tekrar baktım,neden bu adama bu kadar benziyordum? Keşke annem gibi koyu renkli ve dalgalı saçlarım olsaydı,keşke ağabeyim gibi mavi gözlerim olsaydı!
"Senin örnek aldığın kişi Selestia SAKRİN'i öldürdü sen bunu biliyor musun?Peki ya neden? Fikirleri ayrıldığı için!" Bana tekrar vurdu,biliyordum,onun için tam bir hayal kırıklığımdım.Ama onun için...

Kafamın İçindeki Ölüm MeleğiWhere stories live. Discover now