Kesit

1K 167 123
                                    


'Yaşarken Ölmek,

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.

'Yaşarken Ölmek,

Ellerimi güç bela kaldırdım havaya. Koyu mavi gözleri elimi takip etti.

Ellerimi açıp karşı karşıya getirerek daireler çizdim havada. Mavi irisleri kısılırken elindeki telefonu kapatmış dikkatini bana vermişti.

Sonra sağ elimin işaret parmağıyla dudaklarıma dokundum. Öylesine bir yangın yeriydi içim. Bunu görebiliyordu çünkü saklamakla uğraşmıyordum.

Sonra elimi kafamın yanına kadar kaldırdım. Orta parmağım ve baş parmağımı birbirine bastırıp şıklattım. Dudaklarında utangaçca bir gülümseme oluştu ve başını önüne eğdi.

Bu yaptığım hareketlerin tümü birleştiğinde işaret dilini hatırlıyorum cümlesi oluşuyordu.

Boğazımda koca bir yumru vardı. Evet duyabilirdi beni ama ben konuşmak için fazla yorgundum.Ağzımı açsam kıyamet kopacak gibi hissediyordum ama içimde zaten kıyamet kopuyor ve ben direnmek için elimden geleni yapıyordum.

Melankolik bir hal sarıp sarmalamış bedenimi. Öylesine karmaşık düşüncelere sahibim ki hangisinin peşinden koşacağımı bilmiyorum. Hiç bir şey hatırlamıyorum ve bu beni çıldırtıyor. Ben nasıl buraya geldim?

Karnımda yoğun bir sancı bilincimi tamamen açınca kuru dudaklarım arasından bir "ah!" kaçıverdi.

Başını hemen kaldırdı tabii. Başım öylesine çok dönüyordu ki onu zorlukla görüyordum.

Her iki eli hızla yumruk olup karnının üzerinde üst üste yer aldı bu sancı demekti. Hemen sonra baş parmağı kendisini gösterecek şekilde eli havaya kalktı. Havada soru işaretine benzer bir yol çizmişti eli.

Sancın var mı?

Başımı olumluca salladım. Fazla değilse de vardı biraz. Kendimi çok tuhaf hissediyorum. Sanki yıllarca uyumuştum. Kendimi bu zaman dilimine o kadar yabancı hissediyorum ki.

Elindeki telefonu açtı ve parmakları hızlıca ekrandaki klavyenin tuşlarında dolanmaya başladı. Gözlerim onu izledi.

Yüzü çok değişmişti ama bu değişiklik onu tanımama engel olmamıştı. Onu şu kapıdan girerken gördüğüm an tanımıştım. Hayal görüyorum sandım ama değildi. Benim yıllarca ölü diye bildiğim abim meğerse yaşıyormuş.

Burnunun kırıldığını düşünüyorum. Küçükken düz olan burnunda hafif bir kavislilik vardı şimdi. Dolgun dudaklarının kırmızılığı hâlâ aynıydı. Küçükken yuvarlak ve etli olan yanakları şimdi yerini kemikli bir yüze bırakmış çenesi yüzünün keskin çizgisini oluşturuyordu. Saçlarının siyah ve dalgalı oluşu benimle paylaştığı ortak özelliklerden sadece birisiydi.

Çok büyümüşsün abi. Keşke birbirimizin büyüyüşüne şahitlik etseydik. Ah o geçen zaman, keşke geri alabilmek gibi bir şansımız olsa değil mi?

YADE Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon