Mafya

42

*bir gün sonra*

canım okurlarım ballarım böceklerim
sizleri ne kadar sevdiğimi biliyorsunuz
asla sizi kırmak istemem
bu Kitapı sizin isteklerinize göre yöneltim
demir ile efrayi daha çok yakıştırdınız bende onayladım
fakat bu kitapta neden bu kadar tartışma veya kavga oluyor anlamış değilim
lütfen artık bulut diye kitapta kargaşa çıkarmazsanız sevinirim.
bulut diyenler geç kaldığınızı söylemiştim.
ve shiplerinizi söyleye bilirsiniz
ilerki bölümlerde bi etkisi olur elbet
ayrıca gerçekten özür diliyorum
regl bitti bide üstüne soğuk alınganlığı başladı
hastahaneyle uğraşıyorum üstelik iyleşemedim bi türlü
yoksa sizi bölümlere boğmayi o kadar istiyorum ki anlatmam
az kaldı daynanın
öyle bomba bölümler sizi bekliyor ki
sabredin çiçeklerim✨✨💖
çok kısa bir bölüm atıyorum
taslakta kalan
bunu bölümden saymasanizda olur duyuru amaçlı atıyorum öpüyorum bir tanelerim 💉🤧💖✨

*bir gün sonra*

demirin yanında uyurken yüz üstü
yatıp kafami demire doğrultum
"demir acıktın mı?"diye sordum
acıkmış olmalıydı ona kahvaltı getirdiğimde bile çok az yemişti

"fark etmez güzelim"

"nasıl fark etmez ya açsın dimi"

"orta olsa yerim olmasa yemem"

"zaten kahvaltıda birşey yemedin"

"canım istemiyor"

"olsun Yemen lazim"

diyip yatağın üstünde oturur pozisyonda doğurdum .

"hmm..ne istersin sana yapayım saat 14:23 havada soğuk tavuk çorbası yapayım mi sana tam vakti güzel gider içersin"

demir isteksiz bir şekilde kafa sallayıp konuştu

"yok yiyemem şimdi ben onu ayrıca güzelim hasta mıyım ben."

"hastasın demiir????"dedim sitem dolu sesimle

"iyi ne yaparsan yap fark etmez."

"of demir"

"ee ne istiyorsum efra ne desem beğenmiyorsun."

"ee canın istediğini söyle diyorum işte"

"canım seni istiyor."

"öhöö öhm" yalandan öksüruğumle demiri kendine getirtmeye çalıştım

"dedeem içerde demir"

utanmıştım demir yastığı doğrultup arkasına aldı.
bedenini yukara kaldırıp biraz doğruldu ve yaslandı.

"sorun teşkil etmez"diynce gözlerimi şaşkınca açıp

baş parmağımı dudaklarıma yerleştirip susması için işaret ettim

"sus demir sus ben gidip birşeyler hazırlıyorum sen de rahat dur olur mu"

cevap vermesine fırsat vermeden ayağa kalkıp terliklerimi ayağıma geçirip odadan çıkmadan önce havadan ona öpücük atıp çıktım.

ilk önce salona gidip leyla ile dedeme bakıp sordum

"yemek yapacağım canınızın çektiği birşey var mı?"

"birşeyler yap işte köle"
Leyla'nın konuşması ile
ayağımdaki terliği rastgele üzerine fırlatım koluna gelince sanki hiç açımamış gibi şımarık bir çocuk gibi. dil çıkardı

"pislik"diyip yanına gidip terliğimi tekrar ayağıma geçirdim

"kuru fasulye yapsana kızım ne zamandır canım çekiyor"

dedemin konuşmasıyla TV de haber izleyen dedeme döndü bakışlarımı

"yaparım dedeem yaparım sen yeterki iste" diyip salondan ayrıldım

mutfağa girip buzluğu açtım daha önceden haşlayıp ayırdığım fasulyeler vardı bir poşet alıp tezgaha koydum ketil de su ısıtıp fasulyeyi kaba koyup üzerine sıcak suyu ekledim.
fasulyeler 15 kalmaz çözülürdü.

tekrat ketile su koyup
üst dolaptan pirinç kutusunu alıp üç bardak pirinç ölçüp kaba koydum
ketildeki su ısınınca ekleyip üstüne iki kaşık tuz atıp karıştırıp tezgahın kenarına koydum.

buz dolabını tekrar açtım baktım  eti unutmuştum..

neyse mecburen gidip alacağım.

mutfaktan çıkıp odaya girdim
demirin gözleri kapalıydı uyuyordu sanırım gerçekten bitkin bir haldeydi
dolabı sessizce açıp düzgün şekilde katlanmış pantolonlardan siyah olanı alıp sesizce kapadım
üstümde siyah sweatshirt vardı zaten
altımdaki şortu indirip altıma geçirdim
saçlarımı Altan toplayıp demire son kez bakıp odadan ayrıldım

"dedee ben et almaya gidiyorum gelirim 10 dakikaya"

siyah montumu da giyip evden çıktım

telefon ve cüzdanım montumaydı çantaya gerek yoktu

hızlı adımlarla her zamam gittiğim markete doğru yol aldım.

ulaştığımda direk girip et bölümüne gittip

"şey ben küçük doğranmış kuş başı alacaktım da"

tahmini elli yaşlarında olan adam sanırım yeni çalışandı eskiden farkli biri vardı buraya hep uğradığım için genelde herşeyin biliyorum.

"tabi ne kadarlık"

"yarım kilo alabilir miyim"

"tâbi kızım tâbi"

adam tezgahda usta gibi etleri keserken bende etrafa bakınıyordum

radarima takılan kişiyle gözlerimi kısıp odaklandım

bu?o değil mi?