63.

6.1K 238 73
                                    

dört gün önce

yere yığıldığımda kulağıma aşina olan tanıdık sessi duymamla gözlerim yorgunlukla sessin geldiği yöne doğru gittiğinde gördüğüm kişiyle yutkundum hayal gördüğümu sandığımdan gözlerimi kırpıştırmama rağmen gördüğüm kişi demirdi gözlerini gözlerime dikmiş karşımda tüm heybetiyle dururken göğsündeki sargı dışında üstünde birşey yoktu.

gördüğüme inanmayarak derin bir nefes alıp yutkundum doğrulmaya çalışarak kalkmaya çalıştığımda sendeleyerek sonunda bunu başarmıştım emire baktığımda benim baktığım yere baktığını görmemle zar zor kendimi toplayıp kısılmış sessimle dudaklarımdan döküldü kelimeler.

"ss-sen de benim gördüğüm görüyor mm-musun??"

emirin bakışları kısa süreliğine beni bulduğunda kasılmış bedeni kas katı olmuştu hemen ayaklanıp konuşmaya başladığında neler döndüğünü anlamayarak izliyordum

"abb-i sen niye kalktın?"

ağzım yarı açık izlerken yerinde duran beden hızla bizee doğru gelmeye başladığında hayal görmediğimi anlamıştım bilincim sarsıntılı olduğu için şuan halülasyon gördüğümü sanmıştım fakat öyle değildi demie ölmemişti aksine tüm heybetiyle bize doğru gelip karşımızda durmuştu ona kahvelerimle bakarken bulanlık gözlerimle zar zor görüyordüm

daha net görmek için bulanık dolu gözlerimi kırpıştırıp göz yaşlarımı serbest bıraktığımda demir karşımda duruyordu onu bu kadar aradan sonra ilkez yakınımda görüyordüm burnuma dolan baskın kokusuyla iç çektiğimde.
yine koca bir yalana maruz kaldığımı fark etmiştim.

yine bana yalan söylemişlerdi üstelik bu sefer güvenmek istediğim yanımda olduğunu sandığım adamdan bulut savaştan üstelik o bana bunları yapan adamın kardeşiyken bir mafya iken ona karşı tüm iyi niyetimi kullanıp ona inanmak istemiştim bu kadar yalanın içinde belki'de tek doğrunun bulut olduğunu sanmıştım herkes yalan dolana batmış kimsessizliğe boğulmuşken o hep benim yanımda olmayı başarmıştı işte tam bu yüzden ona güvenmek istemiştim yaşadığım onca şeye rağmen.
fakat yine geride koca hayal kırıklığı ile kalmıştım.

gözlerimden akan yaşlar ile kahvelerim demirin öfkeli siyahlarına bakıyordum demirin gözleri benden ayırıp demire kaydığında yutkunarak gücümü toplamaya çalıştım

"napıyorsun lan sen!"

demirin bağırığı kulaklarımızı çınlatığında korkuyla yüzümü uzaklaştırdım.
emir ruhsuz gibi bakarken tek endişesi demire zarar gelmesiydi.
demirin eli kalbinin üstündeki sargıya gittiğinde gözlerimi korkuyla ona çevirdim

"o elini sikerim senin!siktir git şimdi akşam ormana gel orda hesabını vereceğim senin"

eli sergısından çekilince kurumuş dudaklarını yalayıp sinirle soludu emir yanımızdan uzaklaşırken yaşadığım şeye hala anlam veremiyordum.
az önce bu evden yaka paça kovulup yerlerde sürünürken şimdi yaşadığım şeye anlam veremiyordum.
demir yaşıyordu üstelik bağırıp çağıracak kadar sağlıklı şekilde.

Mafya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin