50

8.7K 378 311
                                    

Dedem parmağıma yüzüğü takınca gözüm demire kaydı gözü etraftaydı sanki olsun da bitsin gibi hâli vardı zaten bı tuhaftı
yüzümdeki gülümsemeyle dedeme baktım dedem orta yaşlarda bir kadının tuttuğu tepsideki makası alıp titreyen eliyle kesti keser kesmez bahçede alkış sesleri doldu kulaklarıma.
Lelya hariç herkes alkışlıyordu.

Hissettiğim şey tuhaftı anlayamazdım.
Artık demirle nişanlanmıştık demir benim nişanlımdı.
Cani diye haykırdığım adam artık benim Nişanlımdı.
Kendimi tuhaf hissediyordum.
Kafamı dağıtmak amaçlı yüzümdeki gülümsemeyi soldurmayıp daha fazlası gülümsedim.
Dedeme uzanıp elini öptüm gözüm demire kayınca öylece durmuş bakıyordu dirsegimle önü dürtüğüm'de bana ufak bir bakış atıp dedeme baktı dedem elini öpmesi için uzatığında dedemin elini öpmek yerine sıktığını görünce beynime kan sıçradı.

Derin bir nefes alıp verdim dedemin yüzü sapsarı olmuştu zaten iyi değildi üstelik beni yanına dahi yaklaştırmadığı adama razı gelip yüzük taktı bide demirin bu hallerine bu yaşlı adam nasıl dayana bilirdi.

Demiri asmak istiyordum.

Demirin eli belime dolanınca dedem yavaş adımlarla masaya geçti.
Biz hala bahçenin ortasında dururken demir beni dedemlerin olduğu masaya yönelti.

Bir saat geçmişti sanırsam aradan slow bir müzikle dans etmiştik
Davet edilen pek kimse yoktu ama yinede nazlı Leyla'yı zorla dans etirmiş lizge denen kız rahatça dans etmişti. Dedemi demirin adamlarından biri eve götürmüştü fazlaca yorulmuştu ona bir şey olmasından korktuğum için zorla eve yollamıştım.
Bir kaç müziğin ardından müzikte kesilmiş durumdaydı sanırım bitmek üzereydi benim nişanımdı fakat planlardan asla haberim yoktu ne olacaktı ne olmayacaktı ne zaman bitecekti ben sadece nişanlanmıştım.

Nazlıyla Leyla aralarında konuşurken yanımda duran demire kaydı gözüm ona baktığımı görünce siyah gözleri beni buldu.

"Demir lizge Bulut'un eski sevgilisiyimiş?"

Demire sorduğum soru demiri gererken benim gerilecek halim bile kalmamıştı sanırsam
Dün ve bugün sabah yeterince yorulmuştum yaşadığım şeyleri yeterince üstlenip ağlamıştım.
Yorgunluğun her zerresini hissederken şuan ayakta bile zor duruyordum eve gitmek için can atıyordum.
Bu yüzden demirin aksine ister istemez gevşek bir hal takınıyordum.

"Sen Bunu nerden biliyorsun"

Demirin gözlerinin içine baktığımda dudaklarımı ısırdım derin bir nefes alıp verirken dudaklarımı aralayıp konuştum

"Ne önemi var demir?"

Evet ne önemi vardı onun merak ettiği şey benim bunu nerden bildiğim miydi?

"Sorduğun soralacak bir soru mu şuan?seni ne ilgilendirir bulut ve onun geçmişi."

Demir elini belimden çekip pantolonun cebine koydu parıl parıl parlayan zift gözleri kahvelerimden ayrılıp boşluğa odaklandı.
Kasılan çenesi hala kendini koruruken
Dudaklarını ustaca ıslatıp benden ilsigini çekti.

Bıkınca bir nefes alıp demire bakarak tekrar konuştum

"Sadece merak ettim demir?bunda ne var?"

Demirin gözleri hala boşluğa bakarken bedeni kasılmıştı.
Bana bakmayışı sinirimi bozarken zümrütün gözü demirde olduğunu görünce sinirle olduğum yerde kıpırdandım arsız bir dediğini bir tutmuyor.

"Demir sana diyorum"

Bana bakması için bıkkın ama itiraz eden sessimle demire seslendim
Demirin bedeni tekrar bana dönüp siyah gözleri kahvelerime bakınca ona odaklanıp konuşmasını bekledim bir kaç saniye.

Mafya Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang