61.

6.9K 321 258
                                    

dört gün sonra

"bana inanmıyor musun?"

gözlerim dolu dolu demire bakarken demir yerinde taş kesilmiş gibi kıpırdanıp elindeki telefonu sımsıkı tutmaya başlamıştı sessine hakim olmayarak bağırarak konuştuğunda irkilerek ağlamaya başladım

"anlatsana bana!!susma lan!bu ne hal?bu herifle neden böylesin sen efra!!"

demirin bağırışları bedenimi titretirken hissettiğim acı kalbimi deşiyordu bana inanmıyordu
zaten ben kimdim ki?kimsessiz aptal biri! herkes oyunu yazar ve bir kukla gibi sahneye çıkartılan ben olurdum.
senaryo yazılır efra oynar.

kelimeler tek tek boğazıma düğümleniyor konuşamıyordum ağlamlarım şiddetlenip yerini derin hıçkırıklara bıraktığında elim tir tir titremeye başlamıştı vücudum da buna uyum sağlayarak titremeye başlamıştı
gözlerimden süzülen yaşlarla birikle karşımda tüm heybetiyle duran demire kahvelerimle bakıyordum

bu halim onu daha fazla sinirlendirmiş olacak ki elindeki telefonu sinirle tutup gözümün önüne yaklaştırdı gözüme sokarcasına fotoğrafı göstermeye çalıştıgında yüzümü ağlayarak geri çektim demir büyük bir bağırışla telefonu yere filatınca dudaklarımdan zamansız bir çığlık firar etmişti ayağımın altında parçalanan telefona baktığımda gözlerimdeki yaşlar dinmiyordu.

demire baktığımda arkasını dönüp ellerini saçlarına götürüp çekiştirdi  arından bana döndüğünde zift siyahı gözleri alev alev harlanmış alevalev gibiydi kahvelerime beni yakacak gibi baktığında içimdeki ürpertiyle sessli bir iç çektim.

konuşmamı ister gibi bana baktığında kendimi toplayıp dudaklarımı araladım ancak yapamadım her kelimem boğazıma dikilip nefes alış verişlerimi zorlaştırıyoedu acıyan göğsüm konuşmamı engellerken tir tir titreyen vücudum da buna ekdeydi.

kendimi acınacası hissediyordum hiçbir suçum yokken sanki susup suçluymuş gibi görünmek beni deliye döndürüyordu ama ben aptaldım iki kelime bile edemiyordum ağlayîp titremekten.
şu son bir aydır sürekli aynı şey tekrarlanıyordu en ufak şeyde  ağlayıp titreyip kekeliyordum konuşmak benim için zor hale gelirken panik atak geçirip kendimi asla savunamıyordum.

bir ay içinde bulutla bunu çok kez yaşamıştık sanırım buna alışmıştım artık bedenim konuşmak yerine panik atak geçiriyordu şu son zamanlarda yaşanan korkunç olaylar beni bu hale getirmişti yaşadığım büyük travma sonucunda bana bu berbat şeyi bırakmıştı içimde binbir şey düşünüyordum içim gürültülü,sessli, kasvetli büyük bir firtınayken, dışımda en ufak esinti bile yoktu.

demir konuşmayacağımı anladığında siyahlarını kahvelerimden çekip depoda bir oraya bir buraya yürümeye başladı o kadar sinirliydi ki pimi çekilmiş bombadan farkılı değildi.

kas katı kesilmiş bedeni bir o yana bir bu yana dolanırken soluk soluğaydı nefes alışırverişleri soğuk depoada yankılenırken siyah gömleğinden şişip şişip inen göğsü patlayacak gibiydi boynundaki damarlar kendini beli edercesine belirginlenşmiş şakağındaki damar belirgin bir hal almış elleri yumruk şeklini almış zift gözleri  cayır cayır yanarken yüz hatları bir bıçak gibiydi yanağında ki çukurlar bir kuyu gibi çukurlaşmış dişlerini gerim gerim sıkarken depoda her yerde adımları vardı oldukça korkutucu gözüküyordu.

Mafya Where stories live. Discover now