13. Hiss et

32 7 94
                                    

Bölüm şarkıları :

Kendrick lamar -Swimming pools
Kaleo - Way down we go
Ayesha Erotica - İ'll do it
Эрика Лундмоен - Яд
Cem Yenel - Seni o gökyüzüne ben
Koydum

Nisan'ın anlatımıyla :

20 saat önce...

Gözlerim kapalıydı ve haraket edemiyordum. Ellerim, kollarım, hatta gözlerim bile kapalıydı. Az olmuş ya, ağzımı da kapatsaydınız ! Ellerimi çözmeye çalıştığım için beni bağladıkları sandalyemsi şey sallanıyordu.

Sallandığı için de haliyle rahatsız edici sesler çıkarıyordu. Biraz daha zorlarsam sandalye sırt üstü yere düşecekti ancak umursamadan yaptığım eyleme devam ettim. Ne de olsa bana yardım edecek kimse yoktu. Hem ben burada öylece yardım bekleyecek birine mi benziyordum ?

"Çıkış yollarını daima sen yaratmalısın, bir başkası değil."

Babam beni hep kasıtlı şekilde zora sokardı. Ona göre başarmak demek elinden gelenden daha çok çabalamak demekti. "Başarmak istiyorsan kendi yolunu sen çizmelisin, bir başkası değil," derdi. Babamın her daim kulaklarımda çınlayan bu cümleleri hayat mottom haline gelmişti.

Kendime sorun yaratmadan duramadığım için çözüm yaratmayı da bilmeliydim. Bilmesem bile en azından çabalamam gerekiyordu, babam böyle öğretmişti.

Öğretilen yolda tek başına yürümek oldukça gurur verici olsa da yine üzücüydü, bana göre.

Tek tabanca olmak asla bana göre değildi, zaten hiçte olmak istememiştim. Sadece mecbur bırakılmıştım. Mecburdum çünkü tökezlersem her şey için çok geç olurdu, ölüm fermanım imzalanırdı. Yere düşersem yanımda yürüyen kişi de bana yardım edemezdi. Yanımda yürümesi ruhu benimle olmadıktan sonra neye yarardı, değil mi ?

Hâlâ debelenmeye devam ediyordum. Sandalyenin çıkardığı sesler beni kaçıranları rahatsız etmiş olmalıydı. Bana doğru gelen adım sesleri duymaya başladım, adım sesleri kesildiğinde artık hiç bir şekilde kımıldayamıyordum, bir çift el sandalyeyi tutuyordu.

"Küçük hanım, size zarar vermeyeceğiz, rahat durun, lütfen."

Bu ses bana çok tanıdıktı.

"Bana zarar vermeyeceklermiş, hah ! Bunu beni bir cisimle bayıltıp kaçırmadan önce söylemeniz gerekirdi."

Elin sahibi her kimse bana doğru eğildiğinde nefesini hissedebiliyordum. Ses "Sakin olmalısın," dediğinde kim olduğunu hatırlamıştım. Bu telefonumu kıran o lanet herifin sesiydi !

Kafamı arkaya atmamla bir inleme sesi duydum. O herife ne olduğu beni ilgilendirmiyordu, çünkü burada mağdur olan bendim !

Hızla adama yakınlaşan başka adım sesleri duydum. Bir kaç saniye içerisinde bir kadın sesi yükseldi. "Ah, iyi misin ? Burnun kanıyor !"

"Bacım salak mısın ? Adamın burnu kanıyor, 'Sen iyi misin ?' diye soruyorsun."

Kadın cırlayarak "Seninle konuşan olmadı," dediğinde yüzümü buruşturdum.

Başka adım sesleri duyduğumda sanırım içeriye biri girmişti. Diğer ikisi bir kaç saniye sessiz kaldıktan sonra adam konuşmaya başladı.

"Kurtulman için sana alan tanıyacağız. Eğer kurtulabilirsen patronumuzla görüşe bileceksin. Hemen 'Bana ne ya sizin patronunuzdan,' deme, belki de onu tanıyorsundur." Sonlara doğru sesi eğlenir gibi çıkmıştı.

HAYAT ANLATILMAZWhere stories live. Discover now