14. Alışmıştım artık

18 7 11
                                    

Bölüm şarkıları :

Steve Lacy - Bad habit
Lilithzplugz - Cleared
Nasıl derler bilirsin - Sevilmemişim
Heijan Feat. Muti - Birader
Aaryan Shah - Renegade
İmkansız bir aşk denir - Yunusemre & Şekersiz

Nisan'ın anlatımıyla :

Neden hep böyle olmak zorundaydı ? Neden hep elimdekileri kaçırmak zorundaydım ? Bunun bir cevabı bende yoktu, bilmiyordum, belki de böylesi daha iyiydi. Yoruyordu, aslına kalırsa beni her şey yoruyordu. Bu dünyadan sıkılmış vaziyetteyim.

Dikkatimi tekrar benim elimde son nefesini veren adama verdim. Onu ben öldürmemiştim ama ben sebep olmuşum gibi hissettirmişti. Bunları düşünmem matıksızdı ama düşünüyordum.

Üstüme doğru bakınca adamın kan lekelerini karanlığa rağmen biraz görebiliyordum. Rahatsız ediciydi. Sadece yüzümü buruşturmuştum.

O adam her kimse ortalıkta yoktu, vurup kaçmış ve benim işime taş koymuştu.

Şu an ne yapmam gerekiyordu, bilemiyordum. Çok zor bir durumdaydım, polisi mi aramalıydım ? Ya kameralar çalışmıyorsa ? Katil damgası yemem olasıydı. Umarım katil değilken katil damgası yemezdim, şu anki tek isteğim buydu.

Elimdeki bıçağa baktığımda bedenimde büyük bir rahatsızlık yaranmıştı, saf endişeyi iliklerime kadar hissediyordum. Bıçağı elimden bırakmak istiyordum ama olmuyordu, bedenim kilitlenmiş gibiydi. Beynim vücuduma komut veremiyordu, öylece ayak ucuma düşümüş cesede bakıyordum. Yok oluyor gibiydim.

Duygusuz diyordum kendime ama yalandı. Koca bir yalan.

Omuzumda bir el hissediyordum. Dönüp bakamıyordum, gözlerim elimde tuttuğum bıçak ve yerdeki ceset arasında gidip geliyordu.

Bunları hakediyor muydum ? Annemlerin işlediği suçların günahını neden ben çekiyordum ? Hem çaresiz hem de yorgundum. Zarar görmekten değil de sanırım zarar vermekten korkuyordum. Korkuyor muyum ? Evet. Kendim için mi ? Ona da evet ama bırakıp gittiklerim için daha fazla korkuyordum. Ailem gibi gördüğüm insanlar ve Rasim adına daha çok korkuyordum. Dönüşü olmayan bir yola girmemiştim, sürüklenmiştim. Acı çekiyordum ama önemli değil, diğerleri çekmese yeterdi çünkü onlar benim ailemdi. Onlar benim canımdı, belki de artık nefesim oluvermişlerdi.

"Onu bırak ve git !" diyen sesi duyuyordum ancak hiçbir şey yapamıyordum.

"Lan hadi !" diye bağırması da bir işe yaramayınca beni silkelemeye başladı.

Beynim vücuduma hâlâ komut vermeyince beni silkeleyen kişi elimdeki bıçağı alarak yere attı. Bıçağı alır almaz tepki vermeyi başara bilmiştim. Yüzüne baktığımda endişeyle beni inceliyordu.

"Git."

"Ama o-," diyecekken beni kesti. "Ben halledeceğim, git buradan !"

Nereye gidecektim ki ? Hastaneye falan mı ? Saçma olurdu.

O saçma soruyu soracağımı anladığı için "Biraz irellediğinde Range rover markalı siyah bir araba göreceksin ona binebilirsin, seni annene götürecekler," dedi.

Gözlerindeki endişe hâlâ devam ederken "İyi olmaya çalış tamam mı ?" dedi.

Derin bir nefes verdim. Onu tanımıyordum ama hal ve haraketleri o kadar tanıdıktı ki. Bu tanıdıklık beni çıldırtacaktı. Neden böyle olmak zorundaydı ki ? Kimsin sen ? Kimsin de etrafımda dolaşıp beni kolluyorsun ?

HAYAT ANLATILMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin