♥ 18. BÖLÜM ♥

35.7K 1K 92
                                    


18

İçerinin sıcaklığı tenimize işlerken köşedeki masalardan birine yerleştik. Küçük bir mekândı, fakat duvara çizilen resimler ve renkli masalar mekâna sevimli bir hava katmıştı. Güzel bir bahçesi vardı. Yazın burasının şimdikinden daha güzel olacağına emindim.

Kendimize kahvaltı tabağı söyleyerek beklemeye başladık. Meraklı gözlerle çevremi inceledikten sonra bakışlarımı Talha'ya çevirdim.

''Eee Talha Bey, muhabbetinize de doyum olmuyor.''

''O zaman sen anlat.''

''Ben ne anlatayım. Sen anlat.''

''Yok, yok sen.''

Talha güzel bir fikir ortaya atmasaydı bu muhabbet akşama kadar sürüp, gidecekti.

''Seninle şimdi küçük bir oyun oynayacağız.''

''Nasıl küçük bir oyun bu?''

''Bak şimdi. Herkesin üç soru sorma hakkı var. Ne merak ediyorsan onu sorabilirsin.''

Tam üzerinde düşünüyordum ki Talha söze girdi. ''Ne o yoksa ortaya çıkmasından korktuğun küçük sırların mı var?''

''Ne sorsam diye düşünüyordum sadece. Sen başla''

''Seni en yakın arkadaşına sorsam. Mesela Cansu'ya senin hakkın da ne söyler?''

Telefonumu elime alarak ona gösterdim.''Arayıp, sorsak daha iyi olur sanırım''

Talha büyük bir kahkaha attı.

''Nee benim bu soruyu yanıtlamam ne kadar doğru olabilir ki.''

''Haklısın. Tamam, sen sor''

''Biraz düşünmem lazım ama öyle hemen aklıma gelmiyor ki.''

''Eee hadi ama.''

''Pas demek istiyorum.''

Neyse ki kahvaltımız gelmişti de bu zor durumdan kurtulmayı başarmıştım.

''Neyse kahvaltımızı yapalım sonra devam ederiz''

Kahvaltımızı yaparken ''şu an mutlu musun?'' diye bir soru yönelttim Talha'ya.

''Evet, mutluyum. Neden mutlu olmayayım ki. Yanımda sen varsın.''

Bir süre sohbet ederek kahvaltımızı yapmaya devam ettik. Zamandan ve mekandan kopmuştum bir süre sonra. Talha'nın gülüşünde kendimi kaybediyordum.Eskiden gülüşünden bu kadar etkilenmezdim. Bir anda bana böyle ne olduğunu anlayamıyordum. Resmen ruhum Talha'nın hayaliyle valsler yapıyor içimde kelebekler uçuşuyordu.

Nereye baksam aynadan yüzüme yansıyan ışığın çehresiyle karşılaşıyordum. Işığın kaynağını bulmam çok zor olmamıştı.Yüzüme vuran ışık avizenin kristal taşlarından can bulunuyordu.Işık bir süre sonra beni rahatsız etmeye başlamıştı.Beni gerçeklikten uzaklaştırıyor gibiydi. Neredeyse tüm dikkatim Talha'dan ona kaymıştı.

Kalabalıktan ve yüzüme vuran ışıktan o kadar bunalmıştım ki Talha'nın kolundan olduğu gibi tutup, buradan koşarak çıkmak ve derin bir nefes almak istiyordum. Bir süre daha burada kalsam boğulabilirdim.

Fakat içimde yanan, tutuşan bu aleve rağmen Talha'ya gülümsemeye başladım. Bir anda bana böyle ne olduğuna anlam verememiştim. Işığın dışında beni rahatsız eden birkaç bir şey vardı. Talha'nın solunda oturan ve gözleri sürekli bana takılan adam ve bu ışık. Evet... Evet ışık. Onu oradan söküp, alasım geldi. Acaba söylesem onu oradan kaldırırlar mı?

Bir süre sonra başım dönmeye başladı. Aşk insanın başını döndürür dedikleri şey buydu sanırım. Ya da ışık. Evet, ışıklardan her zaman rahatsız olurdum. Özellikle de parlak ışıklardan ve inatla yüzüme yüzüme vuran ışıklardan!

''Talha'' dedim bunalmış bir ses tonuyla. Elimi Talha'nın omzuna koyarak dikkatini çekmeye çalıştım.

''Efendim canım''

''Biraz hava alalım mı?''

Talha'nın bakışları birden endişeye dönüştü ve ''olur'' diye yanıtladı. Bir şeylerin yolunda gitmediğinin o da farkındaydı.

Kalabalık içerisinde kimse oradan ayrıldığımızın farkında bile değildi. Kapıları küçük bir terasa açılan balkona çıktık beraber.

''İyi misin?''

Başımı sallayarak Talha'yı onayladım. Balkonun köşesine geçerek rüzgarı hissetmenin ve temiz havanın tadını çıkarttım.Talha ise elleri ceplerinde saçlarını karıştıran rüzgarın önüne set çekmiş bir şekilde öylece duruyordu.

İçimden taşan sahip olma isteğine engel olamıyordum. Nedense ona sıkıca sarılmak istemiştim. Ne yaptığımı düşünmek veya başkasının benim hakkımda ne düşüneceğini umursamadan ona sımsıkı sarılmak...

Bu anın sonuna kadar tadına varmak istiyordum. Kısa bir süreliğine hayatın tüm karmaşasından uzaklaşmak , hiçbir şey düşünmemek istiyordum.Tek bir nefes olmak istedim bu yüzden aramızdaki mesafeyi kapattım.Ani tepkime Talha nasıl bir tepki verecekti bilmiyordum.Fakat zihnimim içerisinde dönüp dolaşan cümleler beni normalde yapmayacağım şeyleri yapmaya zorluyordu.

''Ezgi...'' diye fısıldadı Talha, geri çekilerek.''Seni seviyorum'' demenin bu kadar zor olduğunu daha önce hiç fark etmemişti.Oysa göğüs kafesini zorlayan kalbinin ne kadar büyük bir hevesle bu cümleyi söylemek istediğini biliyordu.Buna rağmen gururunu yenip, hiçbir karşılık veremiyordu.

Bir süre sımsıkı sarıldıktan sonra Talha'nın kollarından sıyrılarak ''içeri girelim mi?'' dedim.

İstemeden döndüğümüz masada büyük bir iştahsızlıkla oturmaya başladık. Sadece insanların gürültülü bir şekilde kendi aralarında sohbet edişlerini dinliyorduk.İçimde az önce Talha yüzünden oluşan endişe yavaş yavaş yok oluyordu.Endişem ortamdan veya ışıktan değildi. Geleceğim için içimde düşlediklerimdendi. Bunun son şansımız olduğunu ikimizde biliyorduk. Bu bizim birbirimize verdiğimiz son şanstı.

''Seni sürekli uzaklara dalmış bir şekilde bulmak zorunda mıyım?''

Evet, bir bakıma haklıydı tabi. Bu aralar dalıp dalıp gitmelerim ciddi bir şekildeartmıştı. Sebebi de tam karşımda oturuyordu.

Talha sitemkar bir şekilde başladığı cümlesini buradan çıkmaya ihtiyacım olduğuna karar verince neşeli bir tonda tamamladı.

''Evet, seni buradan kaçırıyorum''

Hai finito le parti pubblicate.

⏰ Ultimo aggiornamento: Mar 10, 2019 ⏰

Aggiungi questa storia alla tua Biblioteca per ricevere una notifica quando verrà pubblicata la prossima parte!

BENDE KALP VAR 2Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora