-46 "Beni tanıştığımız geceye geri götür."

554 32 295
                                    

MEDYADAKİ ŞARKIYI NE ZAMAN AÇACAĞINIZ BÖLÜMÜN DEVAMINDA YAZIYOR, OKURKEN GÖRECEKSİNİZ. BÖLÜMÜN BAŞINDA AÇMAYINIZ!

Joker'in Ağzından

2 koca günü burada geçirmiştik... Jerome gözünü bile kırpmamıştı. Uyumaması ölümünü ertelerken ne kadar sabretmeye çalışsam bile bu evin içinde çok sıkılmıştım. Bir ölüm ne zamandır bu kadar uzun sürüyordu? İnadını ve hırsını anlıyor olsam bile artık onu kimsenin kurtaramayacağını anlaması gerekiyordu. Neden bu kadar inat ediyor bu? Gözlerimi devirirken yüzümü buruşturmuştum biraz. Kan kokusu, ceset kokusu birleştikçe zehirlenmeye birebir olan koku iyice üzerime siniyordu. Jerome'un zorlukla açık tuttuğu gözlerine bakarak sessizce arkasına gittim ve kafasına sertçe vurdum. "Direnme." demiştim.

En uzun süren cinayetim bu olacaktı... ki çoktan olmuştu. Jerome cevap vermeden kafasını geride tutmaya devam ederken sinirlenip onu aniden vurmayı düşünmekten korkuyordum. Jerome'un çok yorgun olduğunu zaten görebiliyordum... daha fazla dayanabileceğine hiç inancım yoktu. Yeniden koltuğa dönüp oturduğumda başımı yaslayıp gözlerimi kapatmıştım.

Gelen sesle beraber gözlerimi açtığımda nihayet Jerome'un öldüğünü ve bu cinayetin de başarıyla sonuçlandığını gördüm. Bu anı iyice zihnime kazıyordum. Odanın içinde ölmüş olan herkese göz gezdirmiştim... Nihayet bitmişti. Artık kimse yoktu ve kimse Harley'e zarar veremeyecekti. Çantayı alarak hiçbir şey olmamış gibi odadan ve sonrasında da evden çıkmıştım. Yavaşça arabanın içine baktığımda ön koltukta beklemeye devam eden Harley'i gördüğüme çok sevinmiştim. Sürücü koltuğuna geçmemle bakışları beni bulmuştu. "Nerelerdeydin? Burada çok sıkıldım. Beni alacağını sanmıştım." demişti. Sıkılmış olduğunu zaten tahmin edebiliyordum.

"Babacığının işleri vardı bebeğim." diyerek yanağını okşamıştım nazikçe. Elimdeki çantayı arka koltuğa atmamın ardından arabayı çalıştırmıştım. Her şeyin bitmiş olması yeni eğlenceler olmayacağı anlamına geliyordu yani? Bir daha kan dökülmeyecek ve yalvarışları kahkahalarla gölgelemeyecek miydik? Bir şey söylemeden yeniden eve sürmeye başlamıştım. Harley'e göz gezdirmiştim yolda arada sırada. Mutlu görünüyordu. Bu yeterli miydi?

"Yeniden düşmanların olacaktır. Bilirsin, böyle şeylerin arkası gelir." demişti Yeşil. Ona söylediklerinde hak veriyordum. Artık başka şeyler olacaktı hayatımda... hatta hayatımızda. Başta Harley yanımda olacaktı mesela, bir yere gitmesine asla izin vermeyecektim. Şimdi olduğumuzdan çok daha güçlü olacağız... bunu biliyorum.

Eve gittikçe yaklaşırken yoldan çektiğim bakışlarımı Harley'e çevirmiştim. O da aynı şekilde bana bakmıştı. Gözlerinin içi gülüyordu... yanımda mutluydu. "Yeni maceralara hazır mısın?" diye sormuştum hafifçe sırıtarak. Yanımda taşıdığım bir canavar varken gülümsememek bir ihtimal bile değildi. Onunla hep ama hep kahkahalar atabilirdim. "Her zaman." demişti sesini incelterek. Ardından oturduğu koltukta biraz daha kıpırdanarak daha meraklı incelemeye başlamıştı beni. "Bu kez ne yapacağız?" diye sormuştu. Bu sorunun bir cevabı var mıydı? "Hayır ve evet... yani, demek istediğim tam ortası." demişti Yeşil. Bu cevap iyi bir özetleme olurdu ancak Harley'e aynısını söylersem başımın etini yiyebilirdi kafası karıştığı için.

"Bunu sonra göreceksin, bebeğim." demiştim sakinlikle. Gözlerim yeniden boş olan yolu bulduğunda biraz daha hızlı gitmeye başlamıştım. Hızlanmam onları keyiflendiriyordu... Yeşil ve Harley'i. Peki ya Harley'in bilmesine gerek var mıydı? Jerome, Ivy yada Punchline ile ilgili olanları ona anlatmam gerekiyor muydu? "Aklından bile geçirme. Bu kez yapmaya çalıştığımız şey yeni bir başlangıç, her şeyi başa sarma." demişti Yeşil. Ne zamandan beri bu kadar iyi bir ses olmaya başlamıştı... bunu bilmiyordum, tıpkı Harley'in bahçede yaptığı o ölüm numarasından sonra ne olduğunu bilmediğim gibi.

Psychopath+Angel (JARLEY)Where stories live. Discover now