8.Bölüm:Ayçiçeği Bahçesi

74 46 11
                                    

Bölüm Şarkısı:Kendimden Hallice-Yüze Yüze Geçtim Ankarayı

Bölüm Şarkısı:Kendimden Hallice-Yüze Yüze Geçtim Ankarayı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir bıçak insanı yaralayabilir ya da öldürebilir.Bazen bu bıçak aile olabilir,ya da geçmiş,bir arkadaşta olabilir.Sevgilide olabilir.Bu bıçağın keskinliği insana göre değişir.Bazılarınınki çok keskin değildir.Dokunduğu yeri kesmez.Kördür.Acıtmaz.Ama bazılarınınki keskindir.Keskinliği karanlık gecelerde parlar.Açtığı yara dikiş tutmaz.Acıtır,büyük bir ızdırap verir.


Benim bıçağım keskindi.

Hayat o bıçağın keskin parlamasını gözüme sokarcasına göstermişti.Ama şimdi,burada,karşımdaki adamın kahverengi gezegenine bakarken o bıçağın köreldiğini hissediyordum.Belki daha erken konuşuyorum,bilmiyorum.Ama o bıçağın parlaması azalmıştı,gözlerimi acıtmıyordu artık.

"Günaydın"dedim Efruza.Yanaklarındaki iki çukur belli olduğunda oda bana"günaydın"dedi.Elimi kabanımın cebine koydum ve"nereye gideceğiz?"diye sordum.Sesimde kış bittikten sonra uyanan çiçeklerin ilk heyecanı vardı."Çok güzel bir çaycı biliyorum,çay dediğime bakma her çeşit içecek var."dedi."Olur"dedim ve gülümsedim."O zaman gidelim"dedi ve yolu gösterdi.Yürümeye başladığımda
yanımda ilerledi."Ne içmek istersin?"dediğinde"ıhlamır içmeyi çok severim"dedim."O zaman ıhlamur içiyoruz"dedi ve gülümsedi.

O iki çukur birgün ormanımı içine çekebilirdi.

Masaya oturduğumuzda kabanımı çıkardım ve yanımdaki sandalyeye koydum.İçerisi sıcaktı ve çok tatlıydı.Efruz siparişi verirken bende etrafı inceledim.Çok fazla masa yoktu.Toplam beş tane vardı.Dört tane çalışan vardı.İkisi içecekleri hazırlıyor,ikisi garsonluk yapıyordu.İki yanı camla çevriliydi.Bir yanında duvar vardı ve duvara bir kış manzarası çizilmişti.Yerler kardı ve kar yağmaya devam ediyordu.Arka planda ağaçlar vardı ve dallarının uçlarına kadar kar olmuşlardı.Ön planda ise bir sokak lambası vardı ve ışığını bir mumdan alıyordu.Dış camı ve vücudu kar olmuştu.Birde bank vardı,heryanı kar olan.Öyle içinde hissettiriyordu ki kendini.Duvara bakmaya devam ederken Efruz"beğendin mi?"diye sorduğunda kafamı salladım.Yüzümü bir avucumun içine yasladım ve gözlerimi tekrar duvara diktim.

Efruz"çok güzel resim,basit gibi duruyor ama etkileyici"dedi."Sokak lambasındaki mum ve kar tanesi birbirlerine aşıklar bence.İkiside birbirine zarar veriyor ama ne kar o muma yağmaktan vazgeçiyor,ne de mum o soğuğa direnmekten."dedim ve Efruzun gezegenlerine baktım.

Bana gülümsedi,sadece gülümsedi.

Gelen garsona teşekkür ettik.Sıcak ıhlamurun etrafını elimle sardım ve bir yudum aldım.O tatlı his,boğazımdan geçti ve göğüs kafesimi ısıttı.Belkide göğüs kafesimi ısıtan şey bana gülümseyerek bakan bir çift kahverengi gezegendi bilmiyorum ama göğüs kafesim ısınmıştı.

Soğuk Bir Ankara Gecesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin