Kaç yağmur geçmişti üstümden,kaç keder ıslatmıştı kirpik uçlarımı,kaç acı dolaşmıştı ruhumda,kaç hayal kırıklığı doldurmuştu göğüs kafesimi,acının o soğukluğu parmak uçlarıma kaç kez değmişti,yalnızlık kaç kere çalmıştı kapımı?
Yelda Kargısan yaşadı...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Efruz'dan.
Bir süre önce.
Efruz İsmimin anlamı tutuşturan demek.İsmimin anlamı kaderim oldu.Dört bir yanımı yaktım ben.Herkesi,hayatımı ve ruhumu.Doğduğum anda yandı bir kibrit.Sonra büyümeye başladığımda daha da yayıldı hayatıma.Bir kibrit on oldu,on kibrit yüz oldu,yüz kibrit bin oldu.Sonra bütün ruhumu kapladı.Orayı yaktı,yavaş yavaş sarı alevlerini kondurdu her yanıma.Kibritler dağıttı ruhuma,her kibrit bir acı doğurdu tenime.Tenimin arasından geçti o acılar.Acıyı sevmek istedim,sevemedim. Alışmak istedim,alışamadım.Sonra kibritler birleşti.Ayaklarım ve bileklerime zincir oldu.Ben orada kaldım.Kurtulamadım.
Sonra bileklerimde izler kaldı.İzlerimi izledim.İzlerimi izlediler.İzlerimi iyileştirmediler.
Kendi kendimi iyileştirmek istedim.Her bir kibriti parmak uçlarımla söndürmek istedim.Parmak izlerime isler bulaştı.Kömür karaları doldu çizgilerine.Yanık kokuları damarlarımı sardı.İçindeki kanı zehirledi.Bir zehir gibi bulaştı.Sonra kan kalbime geri döndü.O kadar yüküm varken birde zehir bulaştı kalbimin odalarına.
Kalbimin odalarından çıkan simsiyah dumanlar kabul etti zehiri.İkisi birleşti ve daha çok bittim.Acı,yalnızlık,korku,yorgunluk gibi duyguların yuvasıydı kalbimin odaları.Daha çok büyüdüler.Kapıların kilitlerini kilitledim ama kırdılar.Tahta parçaları battı göğüs kafesime.Kana bulandı her yer.Sonra bir ihtilal başladı içimde.Tahta parçaları etrafa dağılırken duygular kapladı her yeri.
Ben bir kibrit gibi yandım.Günden güne,içten içe.
Elimdeki kalemi döndürmeye devam ederken Kerberosun gelmesini bekliyorduk.Yanımdaki Borisle beraber.Boris ve ben Kerberosun en yakın kollarıydık.Herhangi bir görev ve operasyonda biz vardık.Önemli olsun ya da olmasın illaki birimiz öbür adamların başında olurduk.Şimdi de yine bir görev için bizi çağırmıştı Kerberos.Büyük camlarla kaplı odada oturuyorduk ikimizde.Sandalyemi bir sağa bir sola çevirirken kapıdan Kerberosun bedenini gördüm.İkimizde kendimize çeki düzen verirken Kerberos masanın karşı tarafına iki tane dosya koydu."Evet çocuklar,bu seferki görev biraz zor ve uzun süreli"dedi.Sonrada iki dosyanın birini bana diğerini Borise uzattı.
Dosyanın kapağını açtığımda bir kız fotoğrafı çıktı karşıma.Bir an gözlerim tüm dünyaya kör oldu ve ben fotoğrafa kilitlendim.Burnuna,dudaklarına, kaşlarına,kirpiklerine,saçlarına en sonda gözlerine baktım kızın.Yeşil gözlerine,ormanına baktım.Yanmış bir orman gördüm orada.Külleri etrafasaçılmış bir orman.
