SON, YENİ BİR BAŞLANGIÇTIR

131 7 4
                                    

Bazen sadece sonlar yetmez, yetersizdir bazı hikâyeler için. İşte bu hikâye bir son biçilemeyecek kadar değerliydi.
[Bir Veru özdeyişi]

Hilkât bahçesinin kapıları sonuna dek açıldığında içerdeki ışığın parlaklığı gözlerini kamaştırmıştı. Masal, Verular için Anura, ellerini gözlerine siper etmiş, bu parlıklığa karşı gözlerini açık tutamamıştı. Ama yaşlı Veru hiç rahatsız olmamışcasına, garip yüzünde yine garip bir gülümsemeyle karşıya bakıyordu.

"Bu, rünlerin ve büyülerin parıltısı," dedi dalgın bir şekilde.
"Merak etme, birazdan alışırsın parlaklığa."

Gerçekten de çok geçmeden gözleri parlak ışığa yavaş yavaş alışmaya başlamıştı. Önündeki bahçe sanki yavaşça netleşen bir görüntü gibi bembeyaz ışıklar arasından giderek netleşmiş ve görünür hale gelmişti.

Masal bu bahçenin güzelliği karşısında şaşkına uğramıştı. Bu kesinlikle yanılsama veya büyü değildi. Tamamen gerçek olan, gerçeküstü bir bahçeydi.

Mor ağaçların en güzeli ve en yaşlısı buradaydı. Neredeyse dalları tüm bahçeyi örtüyor gibiydi ama pek fazla gölgesi yoktu. Bahçenin her tarafı yeşil ve mor renkleri içerisinde tam bir düzen içerisindeydi.

"Gel," dedi yaşlı veru öne çıkıp yürüyerek. "Atalarımızın senin için hazırladığı bahçeyi görmek istersin. Bu bizim için bir onurdur."

Madal yaşlı veru'nun ardından yürümeye başladı. Bahçe o kadar güzeldi ki gözlerini ayırmak istemiyor, en küçük detayı dahi atlamak istemiyordu.

"Senin gelişini uzun yıllar boyunca bekledi halkım saygı değer Anura. Hep uzak yıldızlara bakınıp adaklar adadık. Şimdi ise hem geldiğin için minnettarlık ve şükran içerisindeyiz, hem de korku dolu yüreklerimiz."

Masal bu son sözü pek anlamamıştı. Neden korku dolu olsunlar ki?
"Benden korkmanıza gerek yok," dedi yaşlı veru'ya taraf dönerek. "Size zarar vermem. Üstelik benim beklediğiniz Anura olduğumu düşünmeniz ne yazık ki çok yanlış. Ben o değilim."
"Hayır," dedi yaşlı veru sertçe.
"Biz eminiz onun sen olduğuna, bunu çok yakında anlayacaksın. Üstelik sen beklenen ödül ve cezasın. Yanlışlarımızı cezalandırıp bizleri tekrar düzeltecek olansın. Büyük hatalar işledik ve bu dünyayı senin gelişine hazırlayamadık. Bu yüzden cezayı hakettik."

"Hayır, ben yargıç veya cellat değilim. Kimseyi cezalandırmayacağım," dedi Masal büyük bir kararlılıkla. Bunları söylerken kaşları çatılmış, sesi sertleşmişti.

Bahçede biraz daha ilerlediler. Koca mor ağacın yanına geldiklerinde Masal buranın bahçenin tam ortası olduğunu anladı. Ağacın üç yönünden farklı taraflara giden yollar vardı. Her bir yolun etrafında uzanan otlar, sarmaşıklar ve ağaçlar farklı renkteydiler.

"Bu taraftan," dedi yaşlı veru ve sağa dönüp yürümeye başladı. Buradaki ağaçlar ve yaprakları koyu bir yeşildi. Yol ise ağaçlar arasında kıvrılıp gidiyordu.

Bir huzur sarmıştı sanki dört bir yanını. Bu bahçenin sanki altı yönü farklı duyguları temsil ediyor gibiydi.

Her yerde ışık vardı ama bu ışık rahatsız etmiyordu ve sıcak da değildi. Sanki güneşler bu bahçeye ışıklarını yansıtıyorken birleşiyormuş gibiydi. Zira gökte iki değil, tek güneş görünüyordu.

Etrafta ne olduğunu bilmediği enfes bir koku vardı. Ne tür bir bitki veya çiçek bu denli güzel bir kokuyu yayar diye düşünmeden edemedi. Yaşlı Veru sanki aklını okuyormuşcasına dönüp Masal'a baktı. "Bu koku, sadece bu bahçede yetişen bir bitkiden yayılır," dedi.
"Çirkinliğinden doğan, yeşerip güzellikler ve kokular yayan bir çiçek. Anur adına ekilen ve Anur adına kurban edilen bir çiçek bu. Bu çiçeğin tadına ise sadece seçilmişler bakar. Onun kanı sadece bu seçilmişlere helaldir."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 01, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

VERA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin