YENİ İNSAN

27.3K 312 34
                                    

         Geldiler ve dünyamıza indiler .
     Vahşice saldırıp canımızı yaktılar.
         Toprağımıza kurulup doğayı
                          Öldürdüler.
  Biz uzaktan seyrederken onları, onlar
        dünyamıza kıyameti getirdiler.
                                      (Vahalä notları)

"Buyurun efendim," dedi Melek elindeki paketi Dr. Fuat'a verirken. "Şirketimiz bunu kolay temin etmedi."
Dr. Fuat minnettar bir şekilde karşısındaki sarışın, uzun boylu kadına baktı. Yüzüne duyduğu sevinç ve heyecandan ötürü bir gülümseme yayılmıştı. İkisi yavaşça laboratuvarın dar, beyaz koridorunda yürümeye başladılar.
"Oğuz bey çalışmalarınızı büyük bir dikkatle izliyor," dedi Melek. "Elinizdeki bu maddeyi kullandıktan sonra onlar hayat bulacak mı?" dedi.
"Ah tabii," dedi Dr. Fuat büyük bir heyecanla. "Bir aksilik olmadıktan sonra bu sıvı onlara hayat verecek."
"Heyecanla bekliyor olacağız," dedi Melek. "Oğuz bey biraz sonra burada olur. Biz kendisi gelmeden tüm hazırlıkları tamamlayalım."

İkisi beyaz koridorun sağındaki kapının yanında durdular. Dr. Fuat gözlerini kapının solunda yeralan bölüme okutturduktan sonra çift kanatlı çelik kapı hızla açıldı.
İkisi yavaşça içeri girdikten sonra kapı ardlarından kapandı.
İçeride yedi adet gümüş tüp vardı.
"Bu insanlık için bir devrin başlangıcı olacak," dedi Dr. Fuat. "Bununla birlikte insanlık çok daha uzun yıllar yaşayabilecek. Belkide sonsuz bir yaşam dahi yaşayabilir."

Melek elinde olamadan gülümsemeye başladı. Duydukları oldukça hoş şeylerdi. Eğer yıllardır uğraştıkları deneyler işe yararsa hiçbir hastalık ve salgın insana zarar veremeyecekti. Bir insan bir daha asla bu kadar zayıf bir varlık olmayacaktı. Artık sona gelmişlerdi.

Dr. Fuat elindeki paketi masaya koyup incelemeye başladı. Paketin alt tarafında ellerini gezdirip elini bir yere bastırınca paket yavaş yavaş katlanarak açılmaya başladı. Melek büyük bir heyecanla Dr. Fuat'ın yanına yaklaştı. Paketin içinde şeffaf gümüş tüplerde parıldayan kırmızı bir madde görünüyordu. Doktor bir tüpü eline alıp ışığa doğru tuttu. Şimdi bu kırmızı madde daha net görünebiliyordu.
"Bu olağan dışı," dedi Dr. Fuat hayranlığını gizlemeyerek. "Bu, bu güne kadar yapılmış en iyi süper katı. İnsan kanının en iyi hali. Bir yere koyunca asla akmaz ve kıpırdamaz. Lâkin insan teniyle birleşince hemen akmaya başlar. Bu kristal kan."
"Hazırlanmam gerekiyor," dedi Dr. Fuat hızlı bir şekilde. Elindeki tüpü bırakıp odanın öbür ucuna doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı.
Orada bir kapı daha vardı. Doktor aynı şekilde gözlerini okutup kapıyı açtı. Burası Doktorun giyinme odasıydı.

Üzerindeki beyaz önlüğü çıkarıp dikkatlice astı. Ardından karşısında asılı duran birkaç beyaz laboratuvar kıyafetlerinden birini alıp büyük bir dikkatle giydi ve kapıyı kapatıp eski yerine döndü.

Biraz sonra Oğuz bey yanında birçok siyah giymiş korumalarla çıkageldi. Oğuz bey bastonla zor bir şekilde yürüyen, oldukça yaşlı biriydi. Buraya gelirken oldukça heyecanandığı gözlerinden okunuyordu. Yeni Dünya (Y.D) şirketinin yegane sahibiydi. Dr. Fuat'ın tüm araştırmalarına tek başına sponsor olmuştu. Bu araştırmalar gizlenen bir yeraltı laboratuvarında yürütülmüştü başındanberi. Kanunlara göre devletin izni olmadan bu tür tehlikeli araştırmalar yapmak ve hayata geçirmek yasaktı. Oğuz bey sayesinde Dr. Fuat bu hayalini yasadışı dahi olsada yerine getirmişti. Bu gün yıllardır süren çalışmaların meyvesini vereceği gündü.
"Herşey hazırmı Doktor?" dedi Oğuz bey titrek sesiyle.
"Tabii efendim," dedi Doktor büyük bir heyecanla.
"Başlayalım o zaman."
"Hemen."
Dr. Fuat koca gümüş tüplere doğru yavaşça yürüdü ve önlerinde durdu.
"Yılkardır yaptığım deneylerin sonuna geldim," dedi heyecanla. Pek belli etmemeye çalışsa da ellerindeki titremeye engel olamıyordu.
"Birazdan tanık olacağınız şeyler insanlığın kurtuluşu olabilir. Uzun uğraşların sonucu en mükemmel hallerine getirildiler."
Doktor tüplerin sağına doğru yürüyüp orada yeralan düzenekteki kırmızı butona basınca gümüş tüpler tektek açılmaya başladı. Tüplerden çıkan soğuk buharlar içeride olanları görmeyi engelliyordu ama bu uzun sürmedi. Buharlarda dağıldıktansonra yedi insanımsı robot gözleri kapalı bir şekilde karşılarındaydı. Orada bulunan herkes büyük bir hayranlıkla tüplerdeki kusursuz insan biçimlerindeki robotları izliyorlardı. Altı erkek bir kız robot vardı.
"Bunlar," dedi Doktor. "Şimdiye kadar yapılmış en iyi insanımsı robotlar. Şimdi cansızlar lâkin biraz sonra kristal kanları damarlarına boşalttıktan sonra hepsi hayat bulacaklar. Kalpleri atacak, ciğerleri nefes almalarını sağlayacak. Böylece bir insan gibi düşünecek, bir insan gibi hissedecekler."

VERA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin