BİN ROBOT TOPLANTISI

24.4K 167 19
                                    

Ve gelen Tanrımızı aramaya koyulduk. Günlerce insanları gizlice izledik. Onlar birçok ağacı kesip geçtiler ve yanan bölgeye ulaştılar. Oradan birşeyler alıp garip bineklerine yüklediler, ardından tekrar köylerine döndüler. Onların böylesine açıkta köy kurmaları çok tehlikeliydi aslında. Görünmeyen düşmanlar çabuk fark ederdi varlıklarını. Tanrımızı göremedik onlar arasında. Anladık ki onu görmek için daha hazır değildik. Kaderimiz onu bize zaten getirecekti. (Vahalä Notları)

İlk robot insan denek,
dönüştürülenlerin ilki, nispeten daha uzun boylu ve iricesi olan Tom nahoş bir yüz ifadesiyle etrafına bakınıyordu. Etrafını saran kalabalık yetmezmiş gibi uzun uykunun verdiği etki sinirlerini oldukça germişti.
"Herşey neden bu kadar gecikti?" dedi kalın ve kaba bir ses tonuyla. "Neden uyandırılmamız bu kadar uzun sürdü?"
Başkanın gülen yüzü soldu, dikkatlice Toma baktı.
"Buraya gelirken bir kaza yaşadınız," dedi. "Sizi kurtarmak için ekipler yollandı ve buraya, yeni şehrimiz Göldüzüne getirildiniz. Gecikme bu yüzden."
"Buraya ne zaman getirildik?" Ddiye sordu Tom. Yüzünde aynı tiksinyi uyandıran katı yüz ifadesi vardı.
"Dün ilk güneş battıktan sonra."
"Dün mü?" dedi Tom bu sefer şaşkın bir ifade takınarak.
"Dün buraya getirildik ve ertesi gün mü uyandırılıyoruz?"
"Sizi uyandırmamamızın nedeni son kontrollerinizi yapmaktı," dedi başkan. Bu muhabbetten sıkılmışa benziyordu.
"Biz bu ırkın en gelişmiş versiyonlarıyız," dedi Tom cüretkâr bir ses tonuyla. "Uyandırıldıktan sonra da kontroller yapılabilirdi."
"Ses tonunuza dikkat edin," dedi kalabalıktan biri. "Karşınızdaki kişi Başkan Muhammed Ali."
Başkan havadaki gerilim yüklü havadan oldukça sıkılmıştı. Geriye dönüp danışmanıyla birlikte kalabalıktan uzaklaştı.

Tom başkanın ardından nefret dolu bakışlarla bakınıyordu. Bunu kesinlikle haketmediğini düşünüyordu. Kendisini tüm insanlardan ve robotlardan üstün görüyordu, kendisi dönüşenlerin ilkiydi. Kibri bu yüzden olsa gerekti. Kalabalığı yarıp hızla uzaklaştı, nereye gittiğini bilmeden, içinde öfke yüklü bir şekilde koca adımlarla yürüyüp kayboldu.

¤¤¤¤¤¤¤

Masal uzun uykusundan uyanmış şaşkınlıkla etrafına bakınıyordu. Bu dünya çok güzel diye düşündü. Hasarlı olduğunu söylediğinden beri Dr. Fuat kendisini uzun bir uykuya yatırmıştı. Bu gün bambaşka bir dünyada gözlerini yeni hayatına açıyordu. Onun tek hatası ilk deneklere uygulanan hafıza silme operasyonunun başarısız olmasıydı. İlk yedi denekten sonra başarının tüm dünyaya yayılması ve gönüllü insanların bu iş için para vermesi sonucu hafıza silme operasyonu devre dışı bırakılmıştı lâkin denek Masal hep hasarlı olarak isimlendirilmişti. Şimdi, bu yeni dünyada onun hasarını bilen tek kişi dahi yoktu. Dr. Fuat kazada ölmüş, diğer mühendisler ve doktorlar eski dünyada kalmıştı.

Masal'ın güzelliği gören herkesi büyülüyordu; Uzun sarı saçları iki güneş altında altın gibi parıldıyor, ela gözleri güzelliğine güzellik katıyordu. Duru yüzü o kadar masum gözüküyordu ki görenler onun bir melek olduğunu sanıyordu. Biranda tüm kalabalık kendisinin etrafında toplanmış güzelliğini hayran hayran seyrediyorlardı.

"Burası neresi?" diye sordu Masal büyüleyici ses tonuyla. Adeta bir periyi andırıyordu şimdiki vakur duruşu, daha uzun boylu bir periyi...
"Vera," dedi kalabalıktan bir erkek. "Yeni dünya Vera burası. Cennetimiz, kurtuluşumuz."
Etrafına bakındı Masal. Bu dünya eski dünyadan farklıydı onun için her açıdan. Yüzüne geniş bir gülümseme yayıldı.
"Burası çok güzel," dedi. Mor yapraklı ağaçlar ve daha nice değişik güzellikler koca kalbinde mutlulukla yer edinmişti. Şimdi burası onun korkusuzca yaşayacağı yeni eviydi.

Robot insanlar kendileri için yapılan ve diğer insanlarınkinden daha büyük ağaçtan evlere yerleştirildiler. Hayvan robotlar ise köyün kuzeyinde kendileri için yapılmış yüksek telli barınaklara yerleştirildiler. Onları bu dünyaya salmak şimdilik pek akıllıca sayılmazdı.

VERA Where stories live. Discover now