Perde

Gülümseyin...

-Alp-

"Yaşıyorsun yaşıyorsun."

Kulağımın dibinden gelen sesle gözlerimi sıkıca kapatıp açtım. Osman abi ile eşi Melahat Sultan önde, Gencay ile ben arkada kapının açılmasını bekliyoruz. Gencay sırıtarak bana bakıyor. Ulan Gencay, ben sana yapacağımı biliyorum.

Kapının açılmasıyla elimdeki pembe çiçekleri biraz daha kavradım. Heyecanımı yenebilmiş değilim.

"Hoş geldiniz." dedi tatlı gülümsemesi ile. Gözlerimi ondan çekemiyorum. O... O çok güzel.

"Lan yengemi utandırıyorsun. Geç içeri."

Kolumdan sarsılmamla irkildim. Gencay sırıtarak bana bakıyordu. Başımı salladım.

İçeriye doğru ilerlerken Özlem'in atılmasıyla duraksadım.

"Alp abi... Ayakkabılar."

Gencay'ın kahkahası kulaklarıma dolduğunda gözlerim Farah'a gitti. Pembeleşmiş yanaklarıyla gülümsüyordu. Gülümsedim.

"Farah..."

"Alp..." dedi tatlı tatlı. Ve Gencay...

"Özlem..."

Özlem gülerek konuştu.

"Gencay..."

Güldüler. Ulan.

Ayakkabılarımı çıkartıp içeriye geçtim. Gencay da arkamdan gelmişti. Elimdeki pembe çiçekleri ona uzattığımda şirince gülümseyerek aldı elimden. Elleri titriyordu. Yutkundum.

"Teşekkür ederim."

Gülümsedim. Gözlerimi ondan ayıramazken içimden geçeni söyledim.

"Çok güzelsin..." dedim titreyen sesimle. Pembeleşmiş yanaklarıyla bana bakıyordu.

"Sen de- Yani çok..."

Sustu. Şu an zaman durmuş gibiydi. Farah...

"Hoş geldin oğlum."

Duyduğum sesle alel acele başımı kaldırdım. Fahri Amca gülümseyerek bana bakıyordu.

"Hoş buldum." dedim tek nefeste. Yanımdan gelen gülme sesiyle duraksadım.

"Oo Fahri Amca bizden."

Ulan Gencay.

Fahri Amcanın yanına gidip elini öptüm. Kolları arasına almıştı beni. Kendimi değişik hissediyorum. Baba gibi davranıyordu bana. Yanan gözlerimle yutkunup gülümsemeye çabaladım. Tut kendini, Alp.

-Farah-

"Al yenge, bu kaldı elimde. Çikileta." deyip sırıttı Gencay. İçimdeki heyecanı bastırmaya çabalayarak yüzümdeki gülümseme eşliğinde elinden aldım.

"Turtam, bayılma olmadan bu nişan işi biter inşallah. Şu hallerine bak."

Gencay, turtasıyla sarıldıktan sonra içeri geçti. Gözlerim Alp'i arasa da içeriye geçtiğini fark etmemle omuzlarımı düşürdüm. En son babamla sarılıyordu. Öyle işte.

"Farah bir şey mi oldu?"

Dalgınca başımı çevirdim. Özlem tedirgince bana bakıyordu. Gülümsedim.

"İçeriye geçelim mi?"

Başını sallayıp gülümsedi. İçeriye geçtik. Çok heyecanlıyım.

"Havalar da çok sıcak." dedi annem Osman abinin eşi Melahat-

Ne desem ki?

Alp, Melahat Sultan diyor ama.

Melahat teyze desem, neden Osman abiye Osman abi diyorum?