8. Bölüm-Vallaha mı?

2.9K 152 178
                                    

"Olum yarın iş var, biz niye bardayız??" Anıl, Koray'ın sorusuyla kahkaha attı.

"Bu iyice uçmuş, yeter artık gidelim." Hepsi beni onaylarken Anıl mızmızlanmaya başlamıştı bile.

"Emire itaatsizlik mi yapacaksın asker?" Böyle bir ortamda böyle bir soru sormam ne kadar mantıklıydı orası muamma.

"Emredersiniz komutanım."

"Çağlar bu fikri öne sürdüğün için sen Anıl'la gidiyorsun." Koray'ın sözleriyle Çağlar yalvarmaya başladı.

"Lütfen komutanım. Bokunuzu yiyim bu ayyaşla beni tek bırakmayın." Çağlar bana bakarak konuşurken onu ben cevapladım.

"Yalnız olacağınızı kim söyledi? Güven abiniz de sizinle gelecek. Di mi abisiiiii." Bu sefer de Güven sesini yükseltmeye başladı.

"Benim ne suçum var Kalben??" Gülerek çıkışa doğru ilerledim. Aslında buraya gelmek oldukça güzel bir fikirdi çünkü zaten yeterince yorulmuştum, eğlenceli bir akşamdı. En azından şimdilik. Arabanın kaputuna yaslanıp beklemeye başladım. Bizimkiler tam çıkarken bir adam bilerek Koray'a omuz attı.

"Önüne baksana birader." Koray sesini yükselterek konuşmaya başladı.

"Sen çarptın?" Adamda sesini yükseltince olay çıkmaması için o tarafa ilerledim.

"Güven abi ne diyo bu varoş köpek." Diyerek tırnaklarına baktı Anıl. Hayır Anıl yaaaa ne bu aşkokuşkoluk.

"Bana bak lan top seni sektire sektire Malatya'ya kadar şutlarım." Adam sanki çok iyi bir laf sokmuş gibi kapak yaptı. Anlaşılan adamın da kafası güzeldi. Adam ıslık çaldığında dört kişi adamın yanına geldi ve kollarını sıvamaya başladı.

"Bak bak, manitadan ayrılınca benim girdiğim tribel enfeksiyon." Anıl'ın konuşması ile adam Anıl'a yumruk atmaya çalıştı. Çoktan yanlarına geldiğim için yumruğunu tutmuştum. Beni yavaşta süzmeye başladı kot pantolon giyinmiştim gözleri kalçalarımda fazlaca gezinmişti. Elini yanağıma doğru uzattığında Anıl adama tekme atıp geri savurdu.

"Piçe bak gözleriyle yedi ablamı." Bu sözün ardından ortalık birbirine girdi. Güvenlik bizi ayıramayacağını anlayınca çareyi polisi aramakta bulmuştu.

☀️☀️☀️

"SİZİN KAFANIZI S-." Güven'in sesiyle nezarethanedeki herkesin bakışlar bize döndü. Ben ayakta durmuş onlara bakıyordum.

"SAYGILAR İLE ÖPÜYORUM" Güven sözünü bitirdiğinde Anıl güldü. Yanımızdaki yerde kalan adamlar bize ürkek bakışlar atıyordu.

"Olum değdi mi lan. KOSKOCA ASKERLERİN GELDİĞİ HALE BAK. Çağlar sana ne demeli en ağır başlı kişi sensin ulan en çok sen dövdün." Derin bir nefes aldım.

"Binbaşım??" Polis memuru çıkmam için parmaklıkları açtı.

"Efe, bunlar çıkmayacak burdan." Anıl'ı gösterdim. "Hele şu var ya şu." Sinirle arkamı dönüm. Efe kapıyı kilitledi. Yaklaşık iki saattir burada olduğumuz için artık buradaki herkesi tanıyordum.

"Başkomiserin odasına mı gideceksiniz komiserim?" Sorusunu onaylayıp odanın kapısını tıklatıp girdim.

"Oooo Kalben hanım hangi rüzgar attı seni buraya?" Onur'un sözlerine gülüp kaldırdığı kollarının arasına girdim. Onur liseden arkadaşımdı.

"Barda timim bir kavgaya karıştı desem?" Kahkaha atmaya başladı. Bende ona katıldım.

"İnanırım Kalben senin timin sonuçta." Kafamı iki yana sallayarak masanın önündeki koltuğa oturdum.

BİNBAŞIMOnde as histórias ganham vida. Descobre agora