23.Bölüm-Doğum Günü

1.5K 100 40
                                    

Normalde bugün bölüm atmayacaktım biliyorsunuz kiiiiii

Amaaaa bu gün birimin doğum günü!
Hatırlayan birileri var mı??

Annesi babası unuttu varlığını da, doğum gününü de

Bu gün KARANIMIN DOĞUM GÜNÜÜÜÜ

BU BÖLÜM ONUN SAYESİNDE ERKEN YAYINLANDI

Karan'a teşekkür etmeyi unutmayın🫠

Keyifli okumalarrrrrr ❤️‍🔥



OY VERİP YORUM YAPMAYI UNUTMAYALIMMMMM



Gözlerimin içi yanarken salona oturmuş sessizce duruyorduk yalnızca. Güven İzmir'e,  Zeynep'in olduğu şehitliğe gömüleli bir hafta olmuştu koskoca yedi gün. Artık eksiktik, yarımdık. Kan Timi artık tam anlamıyla hiçbir zaman var olamayacaktı. Birimiz bile bir daha gözyaşı dökmemiştik. Oysa biliyordum her gece tek başımıza kalıp ağlıyorduk. Ben hariç, Karan yoktu bir kere yanımda, o yoksa kimin yanında kime güvenip ağlayacaktım ki. Karan'ı bu hafta içinde yalnızca bir defa görmüştüm. Tugay'a gidip gelmişti günlerce. Evine bile gitmediğinden emindim...

Toparlanacaktık elbette. Başka bir seçenek yoktu bizim için. Yas tutmak bile haramdı. Gidenin arkasından yas tutulmazdı. İntikam yemini edilirdi. Sahi kaçıncı yeminimizdi bu bizim?

Kapının çalmasıyla ayağa kalktım. Çağlarla olan evimizde tüm tim oturmuştuk. İki kişi eksikti, biri Karan biri de bir daha hiç gelmeyecek olan Güven. Kapıyı açtığımda Karşımda gördüğüm bedenle hızla kafamı yukarı kaldırdım. Karan gelmişti. Konuşmama izin vermeden sıkıca sardı beni. Ellerimi göğsünün üstüne bırakıp kokusunu soludum. Bir eli belime sarılıyken diğer elini saçlarıma çıkarttı.

"Karan-." Gerisi gelmedi. Kelimeler dudaklarımın üzerinde asılı kalırken hıçkırarak ağlamaya başladım. Ama sessiz sessiz içeridekiler duymadın diye. Yüzümü ondan saklamaya çalışırken Karan'ın yeşil tişörtü ıslanmıştı bile. İki elini de belime yerleştirip beni yukarı doğru kaldırdı ardından kapıyı da kapatırken bir yandan da ayakkabısını çıkarıyordu. Onun da gözlerinin dolduğunu hissettim. Zor geliyordu işte kardeşimin abimin şehit düşmesi zor geliyordu! Üstelik benim dikkatsizliğim yüzünden olması tüm yaşananlardan kendimi sorumlu tutmama neden oluyordu.

"Kalben bana bakar mısın?" Öyle naif bir tonda konuşmuştu ki dediğini yapmak zorunda kaldım. Kahverengi gözlerimin içinin kıpkırmızı olduğundan emindim. "Kurban olurum sana." Alnımdan öpüp geri çekildi. "Zor biliyorum ama artık toparlanmalısın." Kafamı onaylarcasına salladım. Parmak uçlarıma çıkıp boynuna sarıldım. Karan kollarını sıkıca bana sarıp kafama sayısız öpücük kondurdu. Hâlâ kapının önünde olduğumuzu fark ettiğimde bir adım geriledim.

"Hadi içeri gidelim." Gözlerimi elimin tersiyle silerken burnumu da çekiyordum.

"Gidelim bakalım." Fazla uzaklaşmama izin vermeden elleri ellerime kenetlendi. İçeri girdiğimizde tim birleşen ellerimize baktı. Her birinin gözlerinde hafif bir şaşkınlık yer edindi. Samet ilk lafa atlayan oldu elbette.

"Hayırlı olsun komutanlarım." Diğerlerinden de onaylayan mırıltılar çıktı. Anlamazca onlara baktım.

"Ney hayırlı olsun?" Çağlar ikimizin birleşen ellerini işaret etti.

BİNBAŞIMWhere stories live. Discover now