A- V

108 20 78
                                    



Keyifli okumalar...

"Değmezsin Ağlamaya- İrem Derici" dinlemenizi öneririm..

2 gün sonra...

"Tanem..." dedi, babam. Atomlarına kadar ayırdığım tavuktan kafamı kaldırıp, yüzüne baktım. Şefkatin, gülümsemenin ve güvenin hiç eksik olmadığı yüzü mağrurdu. Bakışlarımı kaçırıp, kendime bir bardak vişne kompostosu doldurmak istemiştim. Bir anlık dalgınlıkla bardağı taşırdığımdan, annemin yeni aldığı krem ve güpürlü masa örtüsünü mahvetmiştim.

Telaşla ve ellerimi nereye koyacağımı bilemeyerek, "Anne gerçekten çok özür dilerim, yemin ediyorum bilerek yapmadım!" dedim.

"Tamam kızım, senden değerli mi?" dedi annem. Elime uzanıp tuttuğunda, gözlerimin dolduğunu fark etmemiştim. Buğulanan gözlerim, annemin elini seçemezken kirpiklerimi hızlıca kırpıştırdım.

"Ağlıyor musun Tanem?" diye sordu babam, ayağa kalkarken. Ağlamayacaktım, sen sorunca tutamadım göz yaşlarımı baba, diyemedim.

"Arabayla bi' turlayalım mı? Sahile inelim mi Tanem?" diye sordu abim. Başımı hiddetle iki yana salladım. "Dondurma alırım sana. Çikolatalı ve çilekli. İstediğin kadar yiyebilirsin. Söz."

"İstemiyorum!" dedim, yüksek bir sesle. Göz yaşlarımı elimin tersiyle silip ayağa kalktım. Abime sesimi yükselttiğim için anında pişman olmuştum. "Özür dilerim. Bağırmak istemedim. Özür dilerim."

"Dileme, kızım." dedi babam. Yanıma geldi ve bana sıkıca sarıldı. "İki gündür sürekli özür diliyorsun... Doğru düzgün yemek yemiyorsun... Gözlerim hep dolu dolu... Ne oldu kızım sana birden? Bizden sakladığın bir derdin mi var? Hayırdır?"

Cevap vermedim. Uzunca boylu, dağ gibi bir adam olduğundan ona sarıldığımda hep bütün derdimi sırtlanabilirmiş gibi hissederdim. Şimdi yükümü hafifletiyordu hafifletmesine ama içimdeki sıkıntıya derman bulamazmış gibi geliyordu. Alnımı omzuna yasladığımda, hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ettim. "Baba.." dedim, varlığından güç bulmak istercesine. Kollarımı sımsıkı boynuna sardığımda, "Çok kötüyüm." dedim. Bir elini başımda hissettiğimde, saçlarımı yavaşça sıvazlıyordu. Gözlerim daha çok doldu, ciğerimden içli bir hıçkırık koptu. Annemin sıkıntıyla ofladığını duyduğumda, babama daha çok sığınmıştım.

"Kızım, yapma böyle." dedi babam. Beni kendinden ayırıp, yüzümü avuçlarının içine aldı. "Anlat bana. Bana anlatamazsan annene anlat. Dök içini, biriktirme. Kendini hasta edeceksin. Yapma, ne olursun, yapma. Dayanamıyorum ben seni böyle görmeye."

"Koskoca adamı yalvartma Tanem." dedi annem. Elini omzuma koydu ve sıvazladı. "Odana çık, bulaşıkları halledince yanına geleceğim. Konuşacağız. Soda da getireceğim sana. Abin de şimdi dondurma almaya gidecek, senin için..."

"Gittim bile." dedi abim, masadan hızlıca kalkarken. "Abisinin gülü regl misin yoksa?"

"Değilim." dedim. Gülümsedim. "Teşekkür ederim."

"Hamburger de yer miyiz karşılıklı?" diye sordu. "Söz o yeni çıkan iğrenç romantik komedi filmini seninle izlerim."

Kıkırdadığımda göz yaşlarımı tekrar sildim. "Canım istemiyor abi."

"Tatlı alayım? Baklava alayım mı sana?" diye sordu.

Baklava.

avukat beyWhere stories live. Discover now