A- VIII

95 18 21
                                    




Keyifli okumalar dinlerim...

04.07

Çok büyük bir gürültü, açık olan camdan içeri sızdığında, uykumdan nasıl kalktığımı ve kendimi ne ara yere attığımı bilmiyordum. Yüreğime bir ateş düştüğünde, seslerin bir hatta bir sürü silaha ait olduğunu anlamam uzun sürmemişti.

"Baba!" diye bağırdım, boğazım yırtılırcasına. Abim odamın kapısını açıp içeri daldığında, ışığımı açtı ve yanıma geldi.

"Tanem!" dedi. Kafamı yerden kaldırıp suratına baktığımda, betinin benzinin attığını görmüştüm. "Korkma, abiciğim."

"Tanem!" diye bağırdı babam, odama girerken.

"Tarık ner'de?" dedi annem. Odama girdiğinde, derin bir nefes almış ve elini göğüsüne koyup, seslice şükretmişti.

Kurşun sesleri ancak durduğunda, hızlıca atan kalbimin sesini durduramıyordum.

"N'oldu öyle?" diye sordum, zorlukla. Abim yanıma çöktüğünde sırtını komodine yaslamış, beni kendine çekmiş ve sarılmıştı.

"Çok korktum amına koyayım." dedi abim. Onun da göğüsü hızla inip kalkıyordu. "Merdivenleri nasıl çıktığımı bi' ben bi' Allah biliyor... Sen öyle acı acı bağırınca, vuruldun falan sandım!"

"Allah korusun!" dedi annem telaşla. Babam cama yaklaşacağı sırada, annem tekrar bağırdı; "Erdem! Yaklaşma!"

"Dur bi' Gönül!" dedi babam. İçimde bir yerlerde cayır cayır yanan bir yangın vardı ve dayanamayıp ben de ayağa kalkmış, babamın peşinden cama ilerlemiştim.

"Tanem!" diye bağırdı abimle annem aynı anda. "Gitme cama!"

Yüreğim ağzımda bekleyemezdim. Ellerim titrerken, babamın tişörtüne yapışmıştım.

"Önder?" dedi babam. Yan evdeki Önder amcaya yani Demir'in babasına seslenmişti. Bakışlarım Önder amcayla kesiştiğinde onun da balkonda olduğunu gördüm. "N'olmuş?"

"Bilmiyorum ki Erdem." dedi, o da. Ne kadar saklamaya çalışsa da çok korktuğu aşikârdı.

"Sizinkiler iyi mi?" diye sordu babam.

"İyiler. Sizde de bir sorun yok?" dedi Önder amca.

"Yok." dedi babam. "Bi' araştıralım şunu düzgünce."

"Arıyorum ben bir kaç yeri. Haber ederim." dedi Önder amca.

Rüzgar ne kadar yüzüme yüzüme çarpsa da terden su gibi olmuştum. Ellerimle alnıma gelen saçları geriye doğru ittim ve babamın odadan çıkmayın ikazına kulak asmadan, peşinden aşağı kata indim. Abimle annem de beni takip ettiğinde, mutfağın ışığını yakmış ve kendime dolaptan soğuk su doldurmuştum.

Kalbim ağzımda atıyordu. İçimdeki yangına bir damlası bile iyi gelmeyen suyu içtikten sonra, bardağı tezgahın üstüne bırakmış ve oturma odasına, annemlerin yanına geçmiştim. Hava hâlâ karanlıktı ve bu daha çok ürkmeme sebep oluyordu.

"Anne!" dedim, birden, korkuyla. Beynimde şimşekler çaktıran ve kalbimi yerinden sökecekmişçesine çırpındıran ihtimal yüzünden, yutkunamamıştım. "Telefonum ner'de?" dedim, gittikçe kısılan bir sesle. "Baran.." diye fısıldadım. Sesimi sanki yutuyor, az önce su içmemişim gibi kuruyan dilim konuşmama müsaade etmiyordu.

Titreyen ellerimle koltuklarda telefonumu ararken, annem belimden tutup, doğrulmamı sağlamıştı. "Tanem, dur bi' sakin ol kızım."

"Baran.." diyor, başka bir kelime daha edemiyordum. Dimağımda kurşun sesleri tekrar tekrar yankılanıyor, gözüm kararıyor ve göğüsüm daralıyordu. Bedenimi güçlükle kapıdan dışarı savurduğumda, bahçedeki babamla burun buruna gelmiştim.

avukat beyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin