33.GELECEĞİN GÖBEK BAĞI GEÇMİŞ

3.4K 169 58
                                    

Herkese merhaba! Oy sayıları, okunmaya göre inanılmaz düşük. Lütfen oy vermeyi unutmayalım.


Keyifli okumalar!💜

Bölüm şarkısı; Slide- chase atlantic

Geçmiş ve gelecek...

Gelecek, her ne kadar geçmişin bağlarını koparmış görünse de, iki zaman arasında daima bir köprü vardır.

Bizler ise, o köprüyü korumakla yükümlülerdik. Seçilmişler ve sadıklar...

İnsanoğlu, ileri attığı her bir adımda ardında bıraktığını düşünür geçmişini en basitinden. Ancak gerçek her zaman kaçamayacağı kadar yakınında, onu takip ediyordur. Bir adım gerisinde...

Unutmak istediklerimiz, hatırlamak istediklerimiz; pişmanlıklar, mutluluklar, hüzünler... Biz nereye gidersek gidelim, daima bir gölge gibi peşimizden geldiği gerçeğini reddetmek mümkün değil. Ancak ve ancak, kısa süreli anlarda unutabiliriz fakat daima, ardımızda olduğu bir gerçek. Tıpkı en koyu karanlıkta kaybolan gölgelerimizin, daima orada olduğunu ve en ufak fırsatta yeniden kendini göstereceğini bildiğimiz gibi.

Geçmiş, geleceğe yön veren yegane bir parçadır.

Eşsizdir, tıpkı bir elmas gibi parlatır geleceği; ders almasını bilene.

Pişmanlıktır, tıpkı bir kömür gibi is içinde bırakır geleceği; yine aynı yanılgıya düşene.

Geçmiş, geçmişte kalmaya mahkumdur belki. Fakat edinilen tecrübeyi de, alınan dersleri de geleceğe uygulamayanların sonu, her defasında benzer yıkımı ve hüsranı peşinden sürüklemeye devam eder.

Tıpkı, güvenini verdiğin birinin, o güveni un ufak edip parçalayarak keskin kırıklarını avucunun içine bırakması gibi:

Ya o kırıkları ellerimizi kesip, derimizi parçalamasına rağmen; bize zarar vermesine rağmen bin bir çaba ve gözyaşıyla yeniden onararak o kişiye teslim edeceğiz,

Ya da bize zarar verdiğini bildiğimiz her sivri parçayı bir an önce sıkı sıkı tutup, sakladığımız avuçlarımız arasından bırakarak kurtulacağız.

Düşüncede veya başkaları adına, daima ikinci yol basit, acısız olan.

Ancak iş, gerçek hayata, yani kendimize geldiğinde, vazgeçmek neden bu denli zor her seferinde?

Çünkü geçmiş, insanın yakasını bırakmayan kirli bir el gibidir. Parmaklarının daima yakanın üzerinde olduğunu bilirsin. O ellerden kurtulmanın, senin kontrolünde olduğunu da...

Fakat bu kadar basitse, neden kurtulmak en zor ve en son seçenek?

Çünkü biz, her ne kadar geçmişi geride bırakmanın yalnızca bizim ellerimiz arasında olduğunu sansak da; bazen, kaderimiz bir başkasının parmak uçlarına bakar. Muhtaç olduğumuz ve zorunlu bağlarımızın bulunduğu; kaderin bizi aynı sayfanın, aynı satırı içine mahkum kıldığı, o insanlar...

Aile.

Bu bağ, bu zorunlu bağ; aile.

Koparmaya bir o kadar yakın, bir o kadar da her şeye rağmen, her gözyaşına rağmen kıyılamayan o bağ; aile.

Elimin gitmediği, ancak avucumu her seferinde daha da derinden kesen kırıkları bir kenara bırakamadığım o bağ buydu işte hayatımda.

Kaybettim.

ZAMANSIZ SEVGİWhere stories live. Discover now