9.YALAN TEMELLERE İNŞA EDİLMİŞ ÇÜRÜK BİR HAYAT

16.7K 752 196
                                    

Bölüm şarkıları; AaryanShah-Red Eye:,) ,  Friends-chase atlantic

Birbirine dolanan düşüncelerimin ipleri ellerim arasından kayıp giderken, artık yönümü tamamen kaybetmiş gibi hissediyordum. Benim hayatım yalan değildi. Olamazdı. Bir ömrü, yalan temellerinin üzerine inşa etmemiştim ben. Yıllardır kendime bir çeki düzen vermeye çalışmışken ve bunu ancak yeni yeni başarabilmişken, şimdi duyduğum iki cümleyle, öğrendiğim şeylerle, tüm emeğimi silip çöpe atamazdım. Bunu yapmaya gücüm yoktu. Artık yeni bir ben inşa etmeye gücüm hiç yoktu.

Midemden başlayan yakıcı bir bulantıyla dudaklarımı sıkıca birbirine bastırdım. Duyulan tek şey sessizliğin sağır edici sesiyken, kulaklarımda bir uğultu baş gösterdi. Zihnimde düşüncelerim yoğun bir baskı altında kalırken, kesik bir soluk çektim içime.

Aralanan dudaklarımın arasından kelimeler bile ne diyeceğini bilemediğinden gerisin geri kaçtılar yüzleşmekten korkarcasına.

"Ne?" Tek bir kelime. Tek bir kelime bile bu kadar yorar mıydı insanı konuştuğunda?

Gözlerini benden bir an olsun ayırmayan Algan'dan bakışlarımı çekerek etrafıma çevirdiğimde, ne bulmayı umduğumun bende farkında değildim. Çaresizlik, daha önce hiç bu kadar çaresiz hissettirmemişti. Ağlama isteği boğazıma kadar yükselerek orada takılı kaldığında, bir süre onu yutmaya çalıştım acıyla.

Herkesin gözleri benim üzerimdeyken, benim tek isteğim buradan bir an önce çekip gitmekti. İnsanlardan, buradan, en çok da kendimden... uzaklara savrulmak isteyen ruhuma tutundum sıkı sıkı çünkü onu da kaybedersem benden geriye hiçbir şey kalmayacaktı. Güçsüz bir soluk döküldü dudaklarım arasından.

Başımı iki yana sallayarak geriye doğru adımladığımda, yönünü şaşan zihnim büyük bir şekilde toslamıştı bu defa duvara. Bu defa, kaldıramayacağım kadar büyük bir yükün altına girmiştim.

"Doğru değil. Bunun doğru olması mümkün değil..." Kısık sesli mırıltımla bana doğru adımlayan Algan'a doğru kaldırdım elimi.

"Hera...Mantıklı bir nedeni-"

"Burada olan hiçbir şey mantıklı değil şuan!" Daha fazla dayanamayarak aniden yükselen sesimle böldüm konuşmasını. Saçlarım arasına daldırdığım ellerimle, bir yere saldırma isteğiyle dolup taşarken kendimi dizginlerini çoktan kaybetmiş hissediyordum.

Kendimden beklemediğim bir çeviklikle Algan'a doğru yürüdüğümde sertçe göğsüne vurarak geriye doğru sendelemesine neden oldum. Bu hareketimle derin bir soluk bıraktığında, daha çok kendini anlatmaya çalışmak ister gibiydi fakat benim duyacağım hiçbir sebep bu durumun mantıksızlığını ortadan kaldıramazdı. Hem fiziksel hem de, en çok da, psikolojik olarak aldığım zararı, hiçbir açıklama geri alamazdı.

"Beni hemen buradan götüreceksin anladın mı?! Hemen şimdi!" Dişlerimin arasında ezerek söylediğim kelimeler, baskın şekilde çıktığında Algan daha fazla dayanamıyormuş gibi kolumdan tuttu bir anda.

"Hiçbir yere falan gidemezsin. Zamanda çok büyük ölçüde hasar bıraktık anladın mı? Buradan geri dönüşün söz konusu bile değil şuan için." Çatılan kaşlarıyla giderek yükselen sesi, kelimelerini aklıma sokmak ister gibiydi.

Buna karşı yine konuşma girişiminde bulunmuştum ki, bana izin bile vermeden kolumdan tutarak ilerletmeye başladı. Israrlı çırpınışlarım ona etki bile etmedi ancak yalnızca yürüyüşümüzü yavaşlatabilmeyi başarmıştım.

"Bırak. Bırak beni, yine nereye?!"

Onu itmeye çalışmamla bir anda belimden tuttuğu gibi sırtımı göğsüne yasladığında daha ben ne olduğunu bile anlayamamıştım ki, mavi renkli yoğun bir ışığın etrafımızı sarması bir oldu. Gözlerim bu yoğun ışık huzmesine karşı koymayı başaramayıp kapanırken, bedenim kuvvetli bir girdaba çekiliyormuş gibi güçlü bir esintide kaldı. Aradan geçen saniyelik bir süreyle yeniden göz kapaklarımı araladım.

ZAMANSIZ SEVGİWhere stories live. Discover now