16.GEÇMİŞE YOLCULUK

12.1K 639 113
                                    

            OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM, KEYİFLİ OKUMALAR!

Zamanın ötesinde bir yer vardı. Saatlerin uğramadığı, dakikaların geçmediği, saniyelerin uğramaktan korktuğu bir yer... Tam oradaydım şimdi. Arafta. Cehennem ve cennet arasındaki, o boşlukta.

Gerimde duran bedenlerin bakışlarındaki anlamlar, her birinde farklı duyguyu simgelerken, gözlerim en son birinde takılı kaldı.

Algan.

Geçmişte tanıdığım ama onun inkar ettiği adam. Geçmişimi geleceğe taşıyan adam.

Bakışlarındaki sertliğin içinde açıkça kendini belli eden öfke, direkt beni hedefine koyuyordu. Neden burada olduğumu tüm siniriyle sorgulayan gözlerinden dalga dalga geçen tek duygu, öfkeydi. Ondan aldığım bakışlarımı yeniden önüme çevirdiğimde, başka bir öfkeli gözün hedefinde kaldım.

Zada.

Kardeş olduğumuzu dile getiren adam. Geçmişimi yakıp kül ettiği yetmemiş gibi, şimdi de geleceğime ellerini uzatmaya çalışan adam. Abim.

Boğazıma dizilen gerçekler, bir yumru gibi orada oturmaya devam ederken, derin bir soluk verdim.

"Kanıtla." Tek bir kelime çıktı dudaklarımdan. Ancak tek bir sözün taşıdığı önem benim için çok fazlaydı şimdi.

Başını yana doğru eğen Zada'nın gözlerinden geçen hafif alayı gördüm. Anladım. Fakat takılmadım buna. Çünkü şimdi duygulardan daha önemli şeyler vardı. İhtiyacım olan gerçeklerdi...

"Bana tüm bu anlattıklarını şimdi, burada kanıtla." Kelimelerime çöken sakinlik, onun da sinirini azaltırken derin bir soluk verdi ve gözlerini benden ağırca uzaklaştırdı.

"Ayperi!" Seslenişi üzerine birkaç saniyenin ardından hemen arkasında bir ışık belirdi ilk önce. Hemen sonrasında o ışığın meydana getirdiği, askeri üniformaları içinde, bir kadın anında ellerini arkasında birleştirerek Zada'nın karşısında dik duruşuyla emrini bekler gibi dikkat kesildi.

"Tesisin arşivlerinden, Ülgen Ertekin'e ait 2006 yılında kayda geçen sesli bildirgeyi bul ve hemen getir."

Emri üzerine ortadan anında kaybolan kadının ardından derin bir sessizlik olurken, gerimde duyduğum adım seslerinin sahibini, önüme geçerek Zada'nın karşısına dikildiğinde görebildim.

"Öyle bir saçmalık yapmayacaksın." Algan'ın net çıkan sesi, Zada'nın bir duvara bakar gibi boş bakışlarında herhangi bir yankı uyandırmadı.

Tıpkı bende de uyandırmadığı gibi... Babamın ismi onun dudaklarından can düşmanı gibi çıkarken, onun aksine bu isim kalbimin atışlarını şiddetlendirmiş, üzerime kürek kürek atılan ölü toprağında bir filizlenmeye neden olmuştu. Umuttu bu. Umut...

Neyden bahsettiğini tam olarak anlamasam da, zihnime kancasını geçiren tek bir gerçek vardı idrak edebildiğim. O da babamın yıllar önce kaydetmiş olma ihtimalinin olduğu sesiydi. 2006 demişti. O zamanlar henüz beş yaşlarında olmalıydım. Terleyen avuç içlerimle ellerimi sıkıca yumruk yaptım güçlü durabilmek adına. Babamın sesini duyabilme düşüncesi tüm bedenimi karıncalandırırken, sertçe yutkundum. Tüm duygularımı şimdi en üst seviyede yaşamak, zihnime bir sis çökmesine neden olmuştu. Buna hazır olup olmadığımı idrak edemezken, Algan'ın bana doğru dönerek konuşmasıyla odağımı ona vermem ancak bir kaç saniyemi aldı. Toparlayamıyordum kendimi.

"Gidiyoruz buradan hemen. Bu kadar saçmalık yeter." Keskin sesi, henüz yeni bilenmiş bir bıçak gibi ilk çiziklerini gözlerime atarken, aralanan dudaklarım araya giren Zada'yla geri kapandı suskunluk içinde.

ZAMANSIZ SEVGİWhere stories live. Discover now