6.BİLİNMEYEN ÖLÜM

123 85 0
                                    

Öncelikle ben HURİ NUR OKTAY bu kitabın bir diğer yazarıyım emeğim çok
Size söyleyeceklerim inşallah senaryoyu beğenmişsinizdir ilerleyen bölümlerde heyecan dorukta ve bol adneralinli bölümler sizleri bekliyor olacak.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!
~Huri Nur Oktay~

(Azra, Gölge)

"Uyansana kızım!" dedim bininci kez. "Ben zaten uyanığım, sadece gözlerimi dinlendiriyorum" dedi Yankı az önce söylediğini tekrarlayarak. "Yankı bir daha sana kalk demeyeceğim!" dedim bağırarak.

Asel'in uyanmasının üstünden bir hafta geçmişti. Bu bir hafta içinde hiçbir yere gitmemiştik Yılmaz köpeği yüzünden ki köpekler bile ondan bin kat daha iyidir.

Ustadan küçük kızın cenazesini yapana kadar bizim morgda kalmasını istedim, o da dediğimi ikiletmedi. Evet küçük kıza bir cenaze töreni yapacaktık. Bugün cenaze günüydü. Birazdan küçük kızın yanına gidecektik.

Ben ile Asel çoktan kalkmıştık ama Yankı hâlâ yatağındaydı. Odası Asel'in ki gibiydi, çok eşya yoktu. Odanın duvarları ile tavanı pembeydi. İlk girdiğimde buna acayip şaşırmıştım. Yatağı orta boy ve o da kapalı mor idi. Pencerenin yanındaydı. Yatağın tam karşısında duvara montelenmiş orta boy bir televizyon vardı.Yatağının yanında küçük bir komodin vardı. Dediğim gibi çok bir eşya yoktu.

Gözüm o komodinin üstündeki günlüğe benzer bir deftere kaydı. Onu almak için uzandığım sırada Yankı benden önce davrandı ve o defteri aldı. "Giyinip geliyorum" dedi defteri dolabın içine koyarken. Hiçbir şeyini benden gizlemeyen kız neden onu gizlemek istedi ki şimdi? "Tamam" dedim ve odasından çıktım.

Bu sırada evin içinde Sezen Aksu'nun Zalim şarkısı çalıyordu. Asel'in en sevdiği şarkıydı. "Asel" diye bağırdım ama nafile. Asel'de şarkıya eşlik ediyordu ki beni duymamasına şaşmamalı. Oturma salonuna doğru yöneldim ve şarkıyı kapattım.

"Hangi pezevenk şarkıyı kapattı?" diye bağırdı mutfaktan. "Yankı kapattı" dedim ben de bağırarak. Ona demiştim eğer kalkmazsa ona ne yapacağımı çok iyi bildiğimi. Çeksin şimdi cezasını. Ben de mutfakta ki sandalyelerden birine oturmuş Yankı'nın gelmesini bekliyordum.

"Neyi kapatmışım ben?" dedi Yankı mutfağın kapısında iken. "Lan pezevenk! Şarkı senin götüne mi battı da kapatıyorsun! Sezen Aksu'ya bir hâkarettir bu! Yankı senin infazına karar vermekteyim ve cellatınız Azra Oktay olacaktır! İtiraz istemiyorum. Azra Oktay işinizi çabucak halledin" dedi Asel yargıç havasında. Bende bu cümleden sonra elime bir bıçak geçirdim ve Yankı'ya doğru ilerledim.

Asel kötü cadı kahkahası atarken Yankı'da küfürler savurmuştu. Daha bıçağı ona doğru uzatmadan "Ah ölüyorum! Ölüyorum!" dedi elini karnına koyup. Yankı'nın bu cümlesinden sonra Berkcan'ın "Kim ölüyor lan! Saldırı altında mıyız?" demesi bizim gülmemize sebep olmuştu.

Berkcan bu evde kalıyordu. Yedek bir yatak odamız olmadığı için salonda kalkıp yatıyordu. "Juliet ölüyor Romeo! Koş yetiş Juliet'e" dedi bana bakarak. Abartılı bir şekilde göz devirdim ona. Berkcan'ın konuşmasına izin vermeden "Asel kahvaltı hazır mı?" diyerek ben konuştum. "Hizmetçin mi var Juliet?" dedi o da. Ona bakarak az önceki gibi göz devirdim. "Çok açım" dedi Berk. "Napim?" dedi Asel dolaptan portakal suyu çıkarırken.

"Asel!" diye bağırdı Yankı son harfi uzatırken. "Noldu lan?" dedi Asel şaşırarak. "Sen bir numarasın! Sen benim beyaz atlı prensesimsin. Sen benim ela gözlümsün" dedi yemek masasının sandalyelerinden birine otururken. Asel bu aşk cümlelerine karşılık olarak sadece hayali bir öpücük atmıştı.

Ateş'in Gölge'sinde ki Karanlık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin