Bölüm 11

747 49 59
                                    

Jane: Ne oldu, neden gülüyorsun?

Damon: Kafada soru işareti oluşturmak gibi rahatsız edici bir etkin var.

Jane: Daha önce de duymuştum. 

Damon: Eminim. 

Jane, arabayı çalıştırdı ve hızla uzaklaştılar evden. Şehir merkezine vardıklarında bir şeyler almak için durdular.

xxx

Bonnie: Şu, Damon ve yeni kız değil mi?

Elena: Evet, sanrıım onlar.

Bonnie: Elena, ben o kızdan hoşlanmadım. Farklı bir elektrik aldım ona dokunduğumda. Daha önce hissetmediğim türden bir şey.

Elena: Öyle zaten. Ama ne olduğunu çözemedim henüz. Bazı şeyler yapabiliyor. Ve bencede tehlikeli biri.

Bonnie: Son zamanlarda Damon hep onunla mı?

Elena: Evet. Her gün.

Bonnie, gözleriyle onları takip ediyordu. Elena da öyle. Jane elinde kocaman bir poşetle dışarı çıkıp Damon'ın yanına gitti. Elleri cebinde arabaya yaşlanmış bekliyordu.

Jane: Duydun mu?

Damon: Evet.

Jane: Sanırım benden hoşlanan tek sen varsın.

Damon: Benim için sorun yok. Kimseyle paylaşmak zorunda değilim. O da benim farkım olsun.

Jane: Benim için de sorun yok. Çünkü bana sen lazımsın. 

Damon: Evet, doğru. Marketi boşaltmışsın yine. Yerinde olmak isteyen kaç kız vardır acaba?

Jane: İnan bana, tanısalar dört ayakla kaçarlar.

Bu ikisini de güldürmüştü, arabanın yanında kahkahalar atıyorlardı. Elena ve Bonnie'ye nispet yapar gibi resmen. Damon, sürücü tarafına geçip arabanın kapısını açtı Jane için. Elindekileri de bagaja koydu ve onların kızgın bakışları arasından geçip hızla gözden kaybldular.  

Damon: Nasıl yapabiliyorsun Jane? Anlatsana biraz şu geçmişi okuma olayını bana.

Jane: Dediğim gibi sadece kendisine ya da ona ait birşeye dokunduğum kişiler arasında yapabiliyorum. İlk başlarda gerçekten keçileri kaçırıyorum sandım. Sonra kontrol etmeyi öğrendim ama. Her dokunduğum kişinin anılarını görmemeyi öğrendim. Bu işimi çok kolaylaştırdı. İstediğin zaman gör, istemediğin zaman yoluna devam et. 

Damon: Peki, Bonnie ve Elena'nın konuşmalarını ben gücümü kullanarak duydum. Sen nasıl duydun?

Jane: Herkes konuşmadan önce beyninin içinde cümleleri birleştirir ve sonra ses dalgaları aracılığıyla söyler. Onun bir saniye önce düşündüğü şey benim için geçmiş sayılıyor. Arabadan indiğimde görmüştüm ikisinide ve sonra beyin dalgalarını kontrolüm altına aldım. Böyle işte.

Damon: Vay canına, daha önce böyle bir şey duymamıştım.

Jane: İnanıyorum buna. İşte geldik.

Damon: Neresi burası?

Jane: Şehirden ve insanlardan yeterince uzak olacağımız bir yer.

YAŞAMIN KIYISINDA (DAMON SALVATORE)Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα