Bölüm 24

229 26 16
                                    

Dean: Peki sizi neden kaçırdılar? Öğrenebildiniz mi? Kimlermiş, ne istiyorlarmış?

Damon: Hiç bir fikrim yok. Onları daha önce burada hiç görmemiştim. Farklı bir dilde konuştular, anlayamadım. Latince'ydi sanrım.

Sam: Sanırım şöyle bir konu geçti, ben baygın numarası yaparken.

'' Gündüz dolaşabilmek için kimden yardım aldıklarını, nasıl bir büyü olduğunu öğrenmeliyiz. Eğer yeterince zorlarsak konuşurlar... ''

Damon: Hah, her şey bunun için miydi? Lanet şeyler...

Jane: Eminim şimdi yürüyorlardır. Araf'ta ayrım yapılmadığına şüphe yok.

Dean: Evet, annelerinin koynuna dönmüşlerdir.

Stefan: Demek ki yüzükleri bilmiyorlardı. Acaba nasıl buldular bizi?

Damon: Boşverelim bence, hepsi cehennemi boyladı nasılsa. Bu demek oluyor ki, daha dikkatli olmalıyız.

Stefan: Evet, kesinlikle.

Damon: Aslında ne var biliyor musun? Onlara Bonnie'yi önerebilirdik. Aradan çıkmış olurdu, küçük cadı.

Elena: Damon...

Jane: Doğru söze ne denir.

Damon: Değil mi?

Jane: Kesinlikle.

Damon: Nasıl anladın Sam?

Sam: Latinceyi iyi bilirim. O da bir türüydü.

Damon: Anladım. Daha iyi misin?

Sam: Evet, gayet iyiyim.

Damon: Güzel. Abinin sözünü dinle gelecek sefere.

Sam: Aklımda tutmaya çalışırım.

Dean: Sammy mi benim sözümü dinleyecek? Hah, o gün Dünya'nın sonu gelmiştir demektir.

Sam: Abartma Dean.

Dean: Öyle olsun kardeşim...

Biraz daha oyalanıp, yatmaya gittiler. Damon günün yorgunluğuyla yatağa girdiği gibi uykuya dalmıştı. Jane ise saatler geçmesine rağmen uyuyamamıştı. Kalktı ve aşağı indi. Mutfak ışığının yandığını görünce tedirgin içeri girdi. Anlaşılan Dean'da onun gibi uyuyamamıştı.

Jane: Uyku tutmadı mı?

Dean: Hayır, pek sayılmaz. Seni?

Jane: Saatlerce dönüp durdum.

Kendilerine birer portakal suyu doldurup oturdular.

Dean: Nasılsın?

Jane: Nasıl görünüyorsam öyleyim işte. İdare ediyorum. Ben... Ben çok yoruldum artık Dean. Savaşamıyorum. Her şey çok ağır geliyor.

Dean: Buraya neden geldiğini unutmuş gibisin.

Jane: O konuya hiç girmeyelim bence.

Dean: Bazen her şey üstüne üstüne gelir Jane, bunu en iyi sen ve ben biliriz. Kendin için istemiyorsan bile geride bırakacaklarını düşünmelisin. Seni seven insanları, bizi...

Jane: Biliyorum Dean, ama olanlara baksana. Beni ziyarete geldiniz ve neredeyse Sammy ölüyordu. Özür dilerim bunun için.

Dean: Ama ölmedi değil mi? O iyi Jane, ama sen değilsin. Hem de hiç.

YAŞAMIN KIYISINDA (DAMON SALVATORE)Where stories live. Discover now