Bölüm 21

302 26 12
                                    

Kahkahalarının sebebi belli olmuştu. Biraz içki biraz da onların muzırlıkları böyle gülmelerini açıklamıştı. Birkaç dakika sonra, Dean -Babam bizi böyle görseydi, evlatlıktan reddederdi. dedi ve hüzünlü bir gülümseme ile gözlerini tabağa odakladı. O an kimse konuşmadı, Stefan ve El, konudan bi haberdi ama Damon Jane'in anlattığı kadar biliyordu ve gerçekten kötüydü. Sam ve Dean'ın yüzü bir anda düşmüştü, Jane'in de öyle. Damon, karşısındaki bu güçlü adamlara odaklamıştı derin mavi gözlerini. İçlerindeki acıyı hissedebiliyordu sanki, birilerini kaybetmenin ve birine bağlanmanın ne demek olduğunu o da biliyordu. Biraz sonra Dean, yüzüne hüzünlü de olsa gülümsemesini yerleştirip kadeh kaldırmayı teklif etti. Kimse itiraz etmedi buna tabii. 2 şişe şarabı son damlasına kadar bitirmişlerdi. Beyler içeride kahvelerini yudumlarken Elena ve Jane de masayı topluyorlardı. Jane, çok içmemişti ama kendini kötü hissediyordu. Kimseye belli etmemeye çalıştı.

Elena: Harika bir geceydi Jane, çok teşekkürler.

Jane: Rica ederim, iyiki geldiniz.

Stefan: Evet, bencede. Çok teşekkürler tekrar. İyi geceler.

Jane: İyi geceler.

Stefan: Tanıştığımıza memnun oldum, gerçekten.

Dean: Teşekkürler.

Sam: Biz de. Görüşmek üzere.

Stefan: Görüşürüz.

Jane ve Damon onları kapıya kadar geçirdiler. Kalmalarını teklif etmişti ama Elena gitmeyi istemişti. O da itiraz etmedi. Geri dönüp geç saate kadar konuşmaya devam ettiler. Damon ve Dean giderek buna alışıyordular. Biribrlerinin gözlerine bakıyorlardı, ama kim önce söyleyecek bilemiyorlardı. İkisinin de söylemek istediklerinin Jane ile ilgili olduğu çok açıktı. Jane ise mutfakta göz yaşları içinde baş ağrısıyla uğraşıyordu. Onların birşey anlamaması için olabildiğince sıkıyordu kendini. Gözlerini silip yüzüne biraz su çarptı ve yanlarına geri dönmek için çıktı. Tam varmak üzereydi ki, gözlerinin karardığını fark etti. Ne olacağını anlayan Damon, sonik hızıyla yanına gidip düşmeden yakaladı. Dean ve Sam de endişeyle yanında bittiler. Kucağına aldığı gibi koltuğa yerleştirdi dikkatle Damon, ve bir şey fark etmişlerdi. Biraz kan, burnundan dudaklarına süzülmüştü. -Jane, aç gözlerini. Lütfen aşkım... diye başında yalvarıyordu Damon. Dean de bir bezle kanı temizliyor ve uyanması için amonyak koklatıyordu. Damon'ın ona ne kadar değer verdiğini anlamışlardı bu arada. Gözlerindeki endişe gerçekti, ona olan aşkı gerçekti. Hepsi düşünceler içinde Jane'in uyanmasını beklerken, yavaş yavaş araladı gözlerini. İlk gördüğü şey yine Damon'ın bir çift mavi fırtınasıydı.

Jane: Bana öyle bakmayı kesin. Kendimi bebek gibi hissediyorum.

Damon: Bizi çok korkuttun Jane.

Dean: Evet, küçük hanım. Hem de çok.

Sam: Nasıl hissediyorsun?

Jane: Daha iyiyim. Biraz başım ağrıyor o kadar. Biri bana bir dahaki sefere bu kadar içmemem gerektiğini hatırlatsın.

Dean: Ya, evet.

Damon: Sabahın köründe bile içki içen birine göre bu akşamki bir şey değildi. Oldukça garip...

Bunu, çok gerçekçi bir ciddiyetle söylemişti Damon. Korkmuştu çünkü. Jane de, yüzünü düşürüp, gözlerini kaçırdı. Bir şey diyemedi, Dean ve Sam de onaylar gözle Damon'a baktılar. Ama Jane, cevap vermemekte kararlıydı. Daha fazla üstüne gitmediler zaten ve çok geçmeden yattılar. Jane, göz yaşlarına daha fazla hakim olamamıştı. Yine Damon'ın göğsünde hiç bir şey söylemeden kapattı nemli kirpiklerini. Damon da birşey sormadı, ama kızgındı ve bu sefer bunu ona yansıtmıştı. Pişman değildi ama yine de üzülmüştü biraz. Uyuyamadı. Dean ve Sammy'nin de pek rahat oldukları söylenemezdi. İkisi de bir şey dememişlerdi ama gözlerinden her şey anlaşılıyordu. Damon, dışarıdan birkaç garip ses geldiğini duydu, Jane'in başını nazikçe yastığa yerleştirdi ve çıktı. Evi kontrol etti ama bir şey yoktu, Dean ve Sam'in odalarına baktı, ikisi de uyumuşlardı. Ama ses hala geliyordu ve tedirgin ediciydi. Gecenin kör karanlığında kapıyı açtı ve dışarı bakmaya başladı. Ses, neredeyse yanındaydı ama hiçbir şey ya da kimse yoktu ortalıkta. Arkasını dönmesi ile sırtına aldığı darbeler ve ne kadar savaş verse de yoğun mine çiçeğinin etkisi ile yere yığıldı. 

YAŞAMIN KIYISINDA (DAMON SALVATORE)Where stories live. Discover now