Bölüm 14

647 43 29
                                    

Jane: Ne sulu bir gündü ama. Duş almak ister misin?

Damon: Hayır diyemem. 

Jane: Tamam. Ben de giriyorum çıkınca da bir şeyler atıştırırız.

Damon: Tamam. 

Jane: Odanda temiz havlu var, kyafetlerini yıkarım yarına kurumuş olurlar.

Damon: Teşekkürler Jane. Ve ben özür dilerim, bugün yaptığım tam bir aptallıktı.

Jane: Tamam Damon, oldu bir kere ve bitti. Deşmeyelim daha fazla.

Damon, kendini sıcacık duşun altına bıraktı. Jane de öyle. İkisi de rahatlamaya çalışıyordu, zor bir gün olmuştu. Zor ve yorucu.

Jane bornozuna sarındı ve Damon'ın odasına yöneldi. Ondan çekinmiyordu ve bornozla dolaşmayı çok seviyordu. İçeri baktığında ortalıkta yoktu, belli ki hala duştaydı.

Jane: Damon, içeride misin?

Damon: Evet, geliyorum.

Jane: Kıyafetlerini alabilir miyim? diyecektim, ama sonra da olabilir.

Damon, beline sardığı havlu ile dumanlar arasından çıkıp gelmişti, kapıda bekleyen Jane'in yanına. Saçlarından ve vücudundan ılık su damlaları süzülüyordu. Onu böyle görünce nefesinin kesildiğini hissetti birden, Damon göz alıcı bir şekilde, okyanus dalgalarını salmıştı yine Jane'in kıyılarına. Islak, mavi ve seksi...

Jane: Ben, kıyafetlerini yıkayacaktım.

Damon: İşte, buradalar.

Jane: Tamam.

Jane, her ne kadar belli etmemeye çalışsa da içindeki volkan kaynamaya başlamıştı çoktan. Titriyordu... Damon, en çekici bakışlarıyla gözlerini ondan ayırmıyordu ve yüzünde çapkın gülümsemesi vardı yine. Odadan çıkmaya çalışan Jane'i sakince yakaladı ve sarıldı ona, Jane'in sırtı dönüktü kendisine...

-Jane, affettin mi beni? Çok önemlisin benim için. diye fısıldadı.

Jane Damon'ın bu sesiyle konuşmasına dayanamıyordu. Damon'da bunu ona karşı çok iyi kullanıyordu. Güçlü kollarının kendisini sardığını hissetti. Ve onu gördüğü ilk andan beri yapmak istediği şeyi yapmaya karar verdi. Kollarını boynuna doladı, ellerini karıştırdı saçlarına. Damon, güçlü kollarıyla kucakladı onu ve hızla yatağa kondurdu. Elleri Jane'in vücudunda dans ediyordu resmen, alev dudakları dudaklarından ayrılmıyordu, kan akışı bile bu şehvetli anın içinde yok denilecek gibiydi Damon için.

Jane, Damon'ın her öpücüğünde, her dokunuşunda bir kez daha kavruluyordu, susuzluğunu giderir gibi içercesine öpmeye devam etti onu... Kokusunu içine çekti, sıkıca sarıldı!

Jane, uykuya teslim olmuştu Damon'ın koynunda. Kokusuyla uyumak paha biçilemezdi. Damon hiç uyumamıştı, kucağındaki bu kıza gittikçe bağlandığını düşünüyordu. O uyurken bile sevmeye devam etti, nefes alıp verişini hissetti bedeninde. 

Damon: Gunaydın, günışığım.

Jane: Günaydın.

Gülümsüyordu, bir kedi gibi gerindi ve Damon'ın kaslı karnındaki yerini aldı yine.

Damon: Nasıl hissediyorsun?

Jane: Bomba gibiyim.

Damon: Bir şey soracağım, pişman mısın?

YAŞAMIN KIYISINDA (DAMON SALVATORE)Where stories live. Discover now