Final°"Sonsuza Kadar Mutlu Yaşadılar"

3.6K 408 325
                                    

[My Chemical Romance - Mama] 

Part/2"Sonsuzluk Fazla Abartılıyor"

Çok geçmeden, bir sokak arasında yolculuğumuzu bitirmiştik. İlginç bir sır saklanıyor ve saklananlar da ortada görünmüyorlardı. Sokak arası, ıssızdı. 

Silahı kabanın cebinden çıkararak, namluyu Sinan'ın ensesine doğrulttum. "Kapıları kontrol et." Birisi sıradan bir binanın arka kapısı, diğeri ise eski bir bodrum katına açılan ahşap ve küçük bir kapıydı. İlginç bir detayla, henüz, karşılaşmamıştım.

Bodrumun kapısı kilitliyken binanın kapısı daha davetkardı. İki seçenek de oldukça olağan görünüyordu. Kilitli olması fark etmeksizin bodrumu da seçenekler arasında bulundurmak zorundaydım.

"Binadalar, eminim çatıda bekliyorlardır."  pek bilgisiz rehinem sorularını kendine saklarken, binaya doğru ilerliyordu. Ben de hemen arkasından, ona doğrulttum bir silahla peşindeydim.

Durdu ve bir soru  yöneltti. "Bekleyenler kim?" ensesine silah dayanmış bir adamın ilgisizliği ancak bu kadar sürebilirdi. 

Merdivenleri çıkmaya devam etmesi için silahı ensesine dokundurdum. "Ben de senin kadar meraklıyım." 

Tekrar, tıpkı bodrumdakine benzer bir kapıyla karşılaşmıştık. Aynı şekilde ahşap ve küçüktü. Tek farkı, kapının kilitli olmamasıydı. Sinan kapıyı araladı ve zorunlu teşvikimle ilerledi. 

İkimiz de; tam ortasında tuğladan bir kulübenin bulunduğu büyük bir çatıda, karşımızda oturan ihtiyar kadınla, olacakları bekledik. El çırparak gülümseyen ak saçlı kadın, oturduğu sandalyeden kalkarak bize doğru birkaç adım attı. "Ne güzel bir gece değil mi?" cevap olarak Sinan'ın silahını da elime almış; birini Sinan'a, diğerini ise Yaşlı Kadın'a doğru tutmuştum. "Bunu 'evet' olarak alıyorum."

Merakım cesaretimi körüklüyordu. Olacakları bilmek ve ve yönetmek istiyordum. "Aradığım kişi değilsin. O nerede?"

"Burada." kafasını hafifce yan tarafa çevirdi. Kulübenin arkasındaki kişiyle aralarında geçen bir bakışma sonrasında tekrar bize döndü. "Öldür onu."

"Neden?"

"Ne kadar ileri gidebilirsin merak ediyordum."

"Saçma."

Konuşmamız esnasında Sinan omzunun üzerinden bana dönüp fısıldamıştı. "Onu tanıyorum, oğullarından birini yakalamıştım." 

Yaşlı Kadın ve bana mektup yollayan kişi arasındaki durum aydınlanmaya başlamıştı. Kadın büyük olasılıkla intikamı için buradaydı. Diğeri için ise, henüz, söylenebilecek bir şey yoktu.

Üçe karşı bir kalmamak  adına, Sinan ile anlaşma yapmamam büyük aptallıktı. Tüm bu bilinmezlik arasında Sinan, tek müttefiğim olabilirdi.

Yaşlı ve sevimli kadın, belindeki silahı  gözler önüne sererek "Bu seninle alâkalı değil Pera, istemiyorsan ben de onu seve seve öldürebilirim." dedi.

Kadına doğrulttuğum silahı yavaş yavaş indirdim. "Bu benimle alâkalı değil." 

Boşta bekleyen silahı Sinan'ın avucuna bırakırken, kendimi öngörülebilen çatışmadan kurtarıp kulübenin arkasına atladım. Üç el ateş edildi ve hemen ardından gece, eski sakinliğine kavuştu. Hayatta kalanın hızlı nefeslerini duyuyordum, Sinan olabilirdi, umursamadım.

Pamuk Prenses Bir KatilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin