otuz altı

32.4K 1.3K 138
                                    

(Pazartesi günü)

Bugün, biri kalbime giden yolun yarısında oturmuş, içkisini yudumlamaya başlamış gibi yarım kalmış hissediyordum. Y ile iki gündür konuşamıyordum, durumunu çok merak etmekle birlikte onu özlemiştim.

Giselle neredeyse çığlık atarcasına yanımdan kalktı ve Evan'ın yanına koştu. Grupları içeri yeni giriyordu, geriye yalnızca iki ders kalmıştı fakat hepsinin yüzü birbirinden berbat olduğu için geç kalmalarını kimse umursamazdı. Giselle, Evan'ın kolundan tutarak ne olduğunu soruyordu, Evan ise onu geçiştirmeye çalışıyor gibi görünüyordu. Gözlerinden yorgun olduğu belliydi. Jake de aynı şekildeydi, hepsinde yüzlerinin farklı bölümlerinde küçük dikişler vardı.

Abby "Aman Tanrım! Çok havalılar." diyerek ağzını açık bıraktı.

"Ne havasından bahsediyorsun? Canları yanıyor, görmüyor musun?" diye homurdanarak ayağa kalktım. Neden Giselle ve Abby ile konuşmaya devam ettiğimi bilmiyordum. Aslında yalnız kalmak daha çok işime gelirdi.

Hepsine teker teker baktım, içeri girmeden önce. Birbirleriyle kavga etmiş olsalar bile yan yanalardı. Belki de çok başka bir neden vardı ortada. Buna tutundum.

Y: pardon google'da mı çalışıyorsunuz hanımefendi (12.59)

aradığım her özellik sizde var da (12.59)

Laura Ray: Bunu da Google'dan bulman ayrı bir ironi tabii. (13.00)

Y: he ya (13.00)

nasıl söze gireceğimi bilemedim (13.00)

fırça yiyeceğim çünkü (13.10)

Laura Ray: Nasıl çıkardın kavgayı? (13.01)

Y: ben çıkarmadım, tesadüf eseri kavga çıktı (13.01)

başta şakaydı (13.01)

sonra ciddileşti (13.01)

şu an da seni ne güzel dövdüm diye birbirimizle dalga geçiyoruz (13.01)

Laura Ray: Hala şakaya mı vuruyorsun? (13.02)

Jake sol gözünü birkaç santim dışında açamıyor, dikişleri var. Felix'ın yüzünün sol tarafı mosmor, onun da dikişleri var. Seth'in de kaşında dikişler var. Bennet'ın dudağı patlamış... Ee onun da dikişleri var! Evan ve Sam de morgdan çıkmış gibi. (13.02)

Y: kaç oldu bu iki mi (13.02)

benim için endişelenme sayın 'iki' (13.02)

üçüncüsü gelirse kalp krizi geçiririm (13.02)

Laura Ray: Ben kime konuşuyorum ki... (13.04)

Y: onun hatasıydı (13.04)

senin hakkında ileri geri konuşmayacaktı (13.04)

az bile yaptım (13.04)

o çene toplanacak (13.04)

Laura Ray: Birden gözümde vahşi ayının doğal ortamı falan canlandı. (13.04)

Y: güldürme ya canım acıyor (13.05)

Bu mesaj silindi.

Laura Ray: Okudum bile. (13.05)

Y: buna alışmalısın, Laura (13.05)

biri senin canını yakarsa hep benimle karşılaşacak (13.05)

belki muhtaç değilsin, belki öylesin ve belki benim canım yanacak ama seni koruyacağım (13.06)

çünkü annem ben küçükken, benimle konuştuğu o zamanlarda, doğadaki güzelliklere hep sahip çıkmamı söylemişti (13.06)

sen de benim dünyamdaki en güzel çiçek olduğuna göre (13.06)

sanırım senden bahsediyordu (13.06)

// bu sıralar texting patlaması yaşıyorum, kendimi durduramayıp bir tane daha yazmaya başladım... 'o gece, hep sen''e bakarsanız sevinirim, hehe //

ben y, sevgilin • textingWhere stories live. Discover now