11.Bölüm: KAYIP

46K 3.2K 1.8K
                                    

.Goëtia. | Dark Magic Music



11. Bölüm: KAYIP

Öfkeliydim, içimde her şeyi yakıp yıkacak bir öfke vardı. Her insanın içinde öfke vardır, bazılarında bastırılmış bazılarında dışa vurulmuş. Tıpkı hepimizin beyninin sorunlu olması gibi, hiçbir insan normal değildi, her büyüyen insanın zihni deliriyordu. Bazıları bastırılmış, bazıları dışa vurulmuş. Dünya tozpembe değildi ve hepimiz bunu biliyorduk, sadece bazıları buna kanmayı seçiyordu. Vahşet hakimdi dünyaya, el kadar bebeklerin öldüğü, güçlünün ve kötünün her zaman kazandığı, barbarca bir savaşın içindeydik belki en masumumuz bile.

Bunu yapan dünyaydı, bu pis dünya. Her saniye görüp, artık normal karşıladığımız vahşet dolu ölüm haberleri, büyük savaşlar, açlık, hastalıklar ve daha nicesi. İşte bu yüzünden hepimiz deliydik, normal bir insanın kaldırabileceği bir gezegen değildi dünya.

Çok saf, temiz ve masum insanlar tanımıştım mesleğim boyunca. Ve onlar da bu pis dünyanın zulmüne dayanamamış güzel insanlardı. Deli diye geçtiklerimiz aslında deli değildi, daha az delilerin delirttiği masum insanlardı. Dünya keder ve acı dolu bir gezegendi. Bazılarımız bunu kaldırabilecek kadar kötülük barındırıyordu sadece içinde, bazılarımız da dayanamıyordu.

Karmen de onlardandı işte. Bu pis dünyanın, kirliliğine dayanamamıştı masum ruhu. Küçük yaşta annesini kaybetmişti, babası hiçbir zaman olması gerektiği gibi bir baba olmamıştı ve zihni ona yardım etmişti. Zihni ona hayalî bir arkadaş yaratmıştı yalnız kalmamak için. O arkadaş hem babası hem arkadaşı hem de sevgilisi olmuştu.

Yine uyuyamadığım bir gece olmuştu. Düşüncelerim uyumama izin vermiyordu. Karmen'i düşünüyordum, hastalığını tekrar ve tekrar gözden geçiriyordum. Sabah sporumu bile yapamamıştım. Kahvaltı yapmadan yine sigara içmiştim. Sağlığıma zarar veriyor ve bunu umursayamıyordum bile. Yapıma ters düşen şeyler yapıyordum. Gerçi Karmen'i tanıdığımdan beri çok yanlış şeyler yapıyordum ya.

Çalışma masama geçip makalelere göz attım. Karmen'in durumuna yakın vakalar aradım. Benzerleri çoktu ama sadece bir yere ait olan hayal hiçbir hastada yoktu. Bir süre araştırma yapıp notlar çıkardım ardından vücudumu esneterek kalktım yerimden.

Aşağı inmek için odamdan çıktığım o sırada, Karmen'in de kapısı açıldı. Bu sefer mor renkli bir elbise giyinmişti, ayak bileklerine kadar uzanan, askılı ve zarif bir elbiseydi. Ve her zamanki dantelli kumaş yerine saten kumaşı tercih etmişti.

"Günaydın," dedim onu incelemeyi keserek.

"Günaydın," dedi çatallı sesiyle, gözleri de hâlâ şişti.

Birlikte aşağı inerken ikimiz de konuşmuyorduk. Sadece yürüyorduk. Senkronize hareketlerle mutfağa girdik. Dalgınca yaslandı kapıya. Mutfağın camından dışarı baktım. Bugün her zamankinin aksine gökyüzü huysuz değildi, güneş vardı.

"Bugün bir değişiklik ister misin?" dedim onun dağılmış hâline bakmamaya çalışarak. Onu böyle görmek istemiyordum.

"Ne gibi?" dedi kadife gibi sesiyle.

"Kahvaltımızı dışarıda, doğayla iç içe yapalım. Hem seansımız için de değişik bir atmosfer olur." Tane tane kurduğum cümleleri dikkatle dinledi. Gözleri parladı, alt dudağını ağzının içine yuvarladı bir çocuk gibi.

"Piknik gibi mi?" dedi heyecanla.

"Evet piknik." Biraz daha dikleşti yerinden.

"Daha önce hiç piknik yapmadım." Şaşırmam gerekiyordu ama cümlesi canımı yaktı. Bazı insanların haftada bir yaptığı bir şeydi bu. Bazen aileyle, bazen arkadaşlarla ve o bunu hiç yapmamıştı.

KALINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin