20.Bölüm: HUZUR

42.4K 3.3K 2K
                                    

Jeff Buckley - Forget Her

20. Bölüm: HUZUR

İki hafta, o yaratığı gözlerimle gördüğümden beri iki hafta geçmişti. İki haftadır kale sakindi, olması gerektiğinden de sakin ve sessiz. Karmen'le pek konuşmuyorduk, ikimizde birbirimizi kırmıştık belki de.

Ona sarılmak istiyordum, kokusunu içime çekmek ve içime sokmak istiyordum. Sanırım buna özlem deniyordu. Aynı evin içinde özlüyordum onu. Konuşmuyordu benimle, sürekli kaçıyordu.

İki hafta boyunca bu kaleyle ilgili araştırmalar yaptım. Bu kaleye çok yakın bir kasaba bile bulmuştum, nüfusu düşüktü. En kısa zamanda o kasabaya bir ziyaret yapacaktım.

Telefonum çalıyordu, rehberimde kayıtlı olmayan aramayı açtım. Bir kadın sesi doldu kulaklarıma.

"Merhaba, Ezel Asral'la mı görüşüyorum? Ben Barbaros Özekli'nin sekreteriyim." Karşımdaki kadın hızlı hızlı konuşuyordu, ses tonundaki endişeyi buradan bile sezebiliyordum.

"Evet, benim."

"Barbaros Bey, kalp krizi geçirdi. Şu an hastanede, anjiyo oldu ve durumu iyi. Karmen Hanım'a haber verebilir misiniz?"

"Hangi hastane?" dedim ayağa kalkarken.

"Konum bilgilerini size mesaj olarak atarım."

"Tamam teşekkürler," dedim ve telefonu kapattım. Üzerimi değiştirdim, Karmen üzülecekti ancak babasını görmesi iyi olabilirdi. Barbaros Özekli'ye karşı içimde bir nefret vardı fakat yine de o bir babaydı. Baba, bu kelime uzun zamandır çıkmıyordu dudaklarımdan. Yutkundum.

Odamdan çıktım, Karmen'in odasının önünde durdum. Karmen, konuşuyordu ve sesi neşeli geliyordu hatta gülüyordu. Çenem kasıldı, dişlerimi sıkıyordum. O yaratıkla oldukça mutluydu anlaşılan.

Kapıyı tıklattım, içeri girdim. Karmen yatağında oturmuştu, Haris karşısındaydı ve birbirlerine çok yakınlardı. Haris'in bir eli, Karmen'in çıplak bacağının üstündeydi, diğer eli yanağını okşuyordu. Kendimi sıktım, hayatımda kendimle bu kadar mücadele ettiğim başka bir an bilmiyordum. Göğsümde bir sızı vardı.

Karmen soru dolu bakışlarıyla yüzüme bakıyordu. "Baban, kalp krizi geçirmiş ama endişelenme durumu iyiymiş, hastaneye gitmek ister misin?" Endişe dolu bir ifadeyle ayağa kalktı.

"Ne? Babam ölecek mi?" Gözleri dolmuştu bile.

"Hayır Karmen, şu an iyi. İstersen götürebilirim seni." Kafasını hızla salladı.

"Babam ölmesin." Haris yatakta oturmuş, hastalıklı bakışlarıyla bizi izliyordu.

"Baban ölmeyecek Karmen, hemen hazırlan ve gidelim."

"T-tamam." Haris'e bakmamaya çalışarak odadan çıktım. Birde o yaratığın karşısında soyunacaktı!

Öfkemi bastırmaya çalışarak aşağı indim. Dışarı çıktım, kar erimişti ancak yine yağacak gibiydi. Kaygandı buzlu zemin, arabamın yanına gittim. Tekerlerini patlatmamıştı bu sefer, karda yoktu, gidebilirdik.

Başımda keskin bir ağrı vardı, arabanın içi soğuktu. Klimayı açtım Karmen gelene kadar ısınması için. Arabada bulundurduğum ağrı kesicilerden birini ağzıma attım ve yuttum.

Çok geçmeden Karmen gelmişti. Hiç konuşmadan koltuğa oturdu ve bende hiç konuşmadan arabayı çalıştırdım.

"Sen nerden öğrendin?" Kış lastiklerim olmasına rağmen yer çok kaygan olduğu için dikkatlice sürüyordum arabayı.

KALINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin